Faşist ve barbar devlet yapısı, Kurd Halkı’na yönelik sistemli soykırım dayatma uygulaması ile başarılı olamıyor. İşkence ve zulum uygulaması, faşist devletin ruh hastası yöneticileri için eğlence(?) halini almış. Kurd insanlarını katletmekle övünen elleri kanlı, vampir, devlet yöneticilerinin hepsi paranoyak oluvermişler. Korkudan ne yapacaklarını bilemez duruma sürüklenmişler. Öylesine çok ruh ve sinir hastalıklarına tutulmuşlar ki artık tatmin duygusundan yoksun kalmışlar. Yediklerinden, içtiklerinden tat alamıyorlar. Kendilerine giysi beğenemiyorlar. Devlet malını, tüyü çıkmamış yetim hakkını, beraber yola çıkmış oldukları yol arkadaşlarının mallarını dolandırarak çalıyorlar. Uluslar arası ilişkilerde şahsi menfaat ediniyorlar. Dolandırıp çaldıkları, türlü oyunlarla gasp edip soydukları parların miktarı ne olursa olsun, onları tatmin etmiyor.
Kurd’leri işkenceyle, zındanla, katletmekle, işlerinin düzenini bozmakla korkutup susturacaklarını sanıyorlar. Zorbaca ve barbarca uygulamalarının, Kurd’leri çok daha fazla cesaretlendirdiğini görüyorlar ve bu, onları müthiş korkutuyor. Zulum ile soykırım uygulayarak, Kurd Halkı’nı yok edeceklerine inanıyorlardı. Gördüler ki bu durum Kurdlerin çoğalarak örgütlenmelerine, güçlenmelerine, birlikte hareket etmelerine neden oluyor. Bu gerçekler, Faşist Türkiye Devleti’nin barbar yöneticilerini korkudan ruh hastası yaptı.
Bu nedenlerden ötürüdür ki son dönemlerde psikolojik savaş birimlerini ve fitne-fesat birimlerini çok aktifleştirdiler. Bu çirkeflikler faşist Türkiye devletinin bilinen uygulamalarıdır. Kurdistan Halkı’nın kurtuluş mücadelesinin güçlendiği dönemlerde bu çirkef uygulamalarını sistemli olarak artırıyorlar.
Bu tür çirkef uygulamalar, duygusuz, cinsi sapık yaban domuzu Demirel ve ucuz fahişe Tansu zillisi doksanlı yıllarda çok geliştirdiler. Barbarlık ve çirkeflik, onları ruh hastası yaptı. Zulumleri, onların ve tüm yakınlarının hırsızlıklarının açığa çıkmasıyla, rezil olmakla cezalandılar.
Yeri, göğü ve bizleri yaratan Xweda’nın Adaleti yerine gelmişti.
Şimdi de Kasımpaşa Çingene çetesi, aynı çirkeflikleri uyguluyor.
Yurtsever ve onurlu Kurd bireylerini telefon ve mesajlarla taciz edip sinirlerini ve düzenlerini bozmaya çalışıyorlar.
Kurd bireylerini tahrik ederek suç işlemeye yöneltiyorlar. Kendileri gibi fahişe ruhlu-zihniyetli kadınlarını, Kurd şahsiyetlerin aile düzenlerini bozmak için organizeli olarak yönlendiriyorlar. Aile’leri, bilinçli olarak zor duruma sürüklüyorlar. Sonra da kurtarıcı gibi yaklaşıp çok sinsice uydurma yalanlar ile aile bireylerini biribirine karşı çirkin hareketlerde bulunuyorlar.
Böylesi çirkefliklerle ilgili örnek bilgiler topluyorum.
Şahsıma ve aileme yönelik kim tarafından ne zaman yapıldığını kayıt ediyorum. Tanıdığım şahsiyetlerden bana ulaşan bilgileri de not ediyorum. Bu hususlarla ilgili yayın serisi hazırlıyoruz. Halkımızı bilgilendirmek ve Kurd u Kurdistan davasının tarihine nor düşmek amacıyla seri yayın hazırlıyoruz.
Ayrıca kimlikleri tespit edilmiş olan bu maskaraların hepsi Xweda’nın Adaletine hesap verecekler. Kurdistan kurtuluş mücadelesinin onurlu pençesi, yüreklerine inecek.
Kurdistan Birleşik Devletleri Hükümeti’nin çalışmaları, Kurd u Kurdistan davasını, Bağımsızlık bayrağıyla taçlandırmak içindir.
Halkımızın bu psikolojik savaş birimi ve fitne-fesat maskaralarının çirkef faaliyetlerinin bilincinde olmaları ve taviz vermemeleri çok önemlidir.
Soylu ve asil soydaşlarıma saygılarımla.
04-10-2018
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin