Türkiye’nin sınırları dışında yaşıyor olan Kürd halkının kendilerini korumaları, kendilerine sahip çıkmaları niye tehdit olsun?
Türkiye Devleti on yıllardır, Irak ve Suriye topraklarından Türkiye topraklarına silahlı unsurların sızdığından şikayet ediyor. Şimdi Suriye topraklarında Türkiye ile sınır güvenliğini kurma çalışmalarını niye Türkiye’ye karşı tehdit olduğunu öne sürüyorsunuz?
Türkiye sınırları dışında yaşıyor Kürd halkına yaşam hakkı tanımayacağız dediğinizde Türkiye’de yaşıyor olan Kürd’lerin sizi alkışlayıp, size boyun eğeceğini mi zannediyorsunuz?
Rojava Kürd’lerinin kendilerini Türkiye’nin imalatı olan İşid ve benzeri terör örgütlerine karşı korumak amacıyla silah temin etmeleri ve ordu kurmaları sizin faşist zihniyetinize göre terör ve terör ordusuyla, sizin, Kürd topraklarını işgal edip, Kürd’lerin bir kısmını silahlandırıp, Kürd’lerin diğer bir kısmını katletmenizin adı nedir?
Sizin zorla sömürdüğünüz, Kurdîstan topraklarını para verip satın mı aldınız?
ABD, Kürd’lere silah veriyor da, siz Türkiye Devleti olarak Kürd’leri barbarca katlediyor olduğunuz silahları ananızın bostanından mı topladınız?
Siz Kürd halkını ve Dünya’yı kendiniz gibi aptal mı sanıyorsunuz?
Siz kendinizi Allah mı sanıyorsunuz?
Kürd halkı, eninde sonunda sizin dayatmış olduğunuz barbarca zulümden kurtulmayı başaracaktır.
Sizin Türkiye Devleti olarak, Kürd halkına zulüm dayatmanıza son verip, Kürd’lerin hak ve hukuklarını saygıyla kabul ederek barış antlaşmasını sağlamak için çalışmak tek çarenizdir.
Kürd halkına karşı her barbarlık adımınız her söyleminiz her Kürd bireyinin kanına dokunuyor.
Ayrıca her Kürd bireyinin sırtına saplanmış kalleş hançerdir.
Bunun tepkisi sizi yok edecek.
Dilerim ki benim yazılarım, sizin kör gözlerinizi açar. Sizin barbarca dayatmanızın oluşturacağı tahribat, beni ve Kürd halkını endişelendiriyor. Çünkü Türkiye nüfusunun yarısı Kürd ve Kürd halkının akrabalarıdır.
Savaş dayatması bu halkı perişan etsin istemiyoruz. Rojava’da oynanan çirkin oyunlara malzeme olmakla, orada siz gömülüyorsunuz.
Bu olaylara duyarlı olunmasını diliyorum.
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin