Türkiye Devleti adına Suriye’ye askeri güçle girilmiş olması, gözlem evi adı altında faaliyet macerası tuzaktır. Afrin işgaline yönelim ise Türkiye’nin yıkımına davetiyedir. Macera tuzağının ve yıkıma davetiyenin Türkiye’ye kısa ve uzun vadede hiçbir kazanımı olmayacaktır.
Suriye’de Türkiye’yi isteyen yerli hiçbir güç yoktur. Suriye’de etkin yerli güç olan Kürd halkına da Türkiye düşmanlık yapıyor. Suriye’de Türkiye’nin hizmetinde birkaç terör örgütü var. ÖSO adı altında toplanan çete gruplarının içinde çok az yerli halktan paralı askerler var. Diğerleri Suriyeli değildirler ve paralı askerlerdir, bunu bütün dünya biliyor.
Türkiye için en akıllıca yol, Kürd’lerle anlaşmaktır. Türkiye bunu beceremiyorsa Suriye’den çekilmesi tek akılcı çare olur. Kendi sınırlarını korumak için Suriye’de olması gerekmiyor Türkiye’nin.
Astana ve Soçi toplantıları da boş iştir. Birleşmiş milletler o toplantıları tanımıyor. Bunun bir tuzak olduğunu görmemek körlüktür. İran devleti, Kurdistan coğrafyasında Türkiye ile oyun oynuyor. Türkiye’yi tuzağa sürüklüyor. Türkiye’de aptalca bu oyunu oynuyor, koşar adımlarla bu tuzağa sürükleniyor.
Türkiye’de aklı başında politikacıların ve askeri komutanların, Türkiye’yi bu maceradan ve tuzaktan derhal geri çekmeleri ve Kürd halkının siyasi temsilcileri ile birlikte, Kürd sorununa çözüm çerçevesinde Kürd halkı ile anlaşmayı, başarmayı yoğunlaşmalıdırlar. Aksi durumda her gün can kaybı artacak, Türkiye’de huzursuzluk ve iç savaş kaçınılmaz olacak ve Türkiye’nin içine gireceği sorunun çözümünde Türkiye söz sahibi olamayacak.
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin