Kürd halkı, Dünya’nın her halkı gibi kendi baba vatanında, kendi dil, kültür ve gelenekleriyle, kendi bayrak ve Devlet şemsiyesi altında yaşama hakkına sahiptir. Kendi yasalarını ve kanunlarını belirleme hakkına sahiptir. Kendi eğitim sistemini kurmak, geliştirmek ve kendi vatandaşını eğitme hakkına sahiptir. Kendi Devletini kurmak ve kurumlarını oluşturmak, yöneticilerini, güvenlik, istihbarat, adli, eğitmen, memur ve işçisini görevlendirmek hakkına sahiptir.
Kürd halkının bu haklarını yok saymak terörizmdir. Türkiye’de yaşamak zorunda bırakılmış olan biz Kuzey Kurdistan’lılar, Türkiye devletinin, bizimde devletimiz olmasını istedik. Siyasi temsilcilerimiz bunun için çalıştılar. PKK başta olmak üzere Kuzey Kurdistan’da Kurd halkının savunuculuğunu yapıyor olduklarını idia eden siyasi parti veya örgütlerin hepsi, Türkiye devleti bizim de devletimiz olsun diye mücadele ediyorlar. PKK ve diğer siyasi örgüt veya partiler kurulmadan önce de ve kurulduktan sonra da, Türkiye devleti Kuzey Kurdistan kürdlerinin temel insani haklarını tanımadı. Kürd’ler kendi kimlikleriyle tanınmadılar. Aksine, en aşağılık zorbalıklarla, barbarca uygulamalarla soykırım dayatıldı kürd halkına.
Daha Osmanlı imparatorluğu yok iken Kurdistan vardı. Türkiye zaten son asırın devlet’lerinden biridir. Kürd halkının hak ve hukukundan söz ederken bu hakikatları unutmayalım.
Birinci Dünya savaşı, Kurdistan ülkesini dört buçuk parçaya böldüğü doğrudur. Kurdistan ülkesinin yeniden birleştirilmesi ve Kürd halkının mağduriyetinin giderilmesi zorunludur. İnsan kanı akıtılmadan olması, bugünkü uygar Dünya düzeninin başarması gereken zorunluluktur. Başta Türkiye devleti olmak üzere, Kurdistan ülkesinin parçalanmış bölümlerini işgal etmiş olan ülkeler ve Kurdistan ülkesini birinci Dünya savaşında parçalara bölmüş olan ülkeler, Kurdistan ülkesinin birleşmesi ve Bağımsız Birleşik Kurdistan Devletinin resmileşmesi için üçüncü Dünya savaşının resmiyet kazanmasını beklememelidirler. Akmış olan insan kanı zaten akmış. Daha fazla insan kanının akmaması gerekir. Hepimiz bunun için gayret etmeliyiz. Birileri, Bağımsız Birleşik Kurdistan Devleti resmileşmesin diyorlarsa bunun iki nedeni vardır.
1-Dünya siyasetini bilmiyorlar. Faşist duygularla görülen gerçekleri kabullenemiyorlar. Ya da gerçekleri kabul edemeyecek kadar korkaktırlar.
2-Savaş halinin sürmesini istiyorlar. Bundan rant sağlıyorlar. Türkiye ve İran’ın da Suriye ortamına dönüşmesini istiyorlar veya bunu göremiyorlar. Tuzağın ya içindedirler ya da tuzağı göremiyorlar.
Orta Doğu’da Bağımsız Birleşik Kurdistan resmileşmeden, istikrar olamayacaktır çünkü savaş bitmeyecektir. Savaşın bitmesini istiyorsak savaşın gerekçelerini ortadan kaldırmamız gerekiyor. Parçalanmış olan Kurdistan ülkesi ve kürd halkına dayatılmış olan soykırım uygulaması, Türkiye, İran, Suriye, Irak ve Ortadoğu için savaş tuzağıdır.
Bu savaş yüz yılda sürse değişen hiçbir harf dahi olmayacak. Savaş sürdükçe mağduriyet artacak. Ölümler artacak. Tahribat sürecek. Sonuç kesinlikle değişmeyecek. Bilinen bu gerçekler çerçevesinde yeni siyasi oluşum zorunludur.
Türkiye için yeni siyasi vizyon eşittir Türkiye ile birlikte Bağımsız Birleşik Kurdistan Devletinin resmileşmesini esas alacak Kurdistan için siyasi oluşum ihtiyaçtır.
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin