Kadınların sorumluluklarının bilincine ermelerine katkı sunacak etkinlikler daha çok yararlı olur. Kurd kadınları genel olarak çok yetenekli ve üstün, ayrıcalıklı özelliklere sahiptirler. Kurd kültürü ile eğitim olmadığından, Kurd kültürü unutulmakla yüz yüzedir. Bu çerçevede Kurd kadınlarının Kurd dili ve kültürü üzerinde daha fazla yoğunlaşmalarında yarar var. Bugün dünyanın geldiği ortamda Kurdlerin yüz yıldır çektiği sıkıntı başka alanlara da yayılıyor. 2023’te Kurdistan Birleşik Devletleri’nin bağımsızlığını netleştirdikten sonra Kurd kadınları da; Kurd çocukları gibi Kurd halkının geneli gibi daha fazla özerk, bağımsız davranma olanaklarına kavuşurlar. Çünkü Kurd kültürü de bunu gerektiriyor. Bu anlamda yol göstericilik çerçevesinde etkinliklerin yararlı olacağı inancındayız.
Kurd toplumlarında kadın özgürlüğü kavramı on bin yılı aşan, gelenek şekline dönüşmüş bir kültürdür. Ama 630 yılının İslami etkinliklerin Kurdistan’da ki yoğunlaşmaları, daha sonra Türkistan coğrafyasının kuraklığı nedeniyle Kurdistan topraklarına, kendilerini Türk soyundan kabul eden çevrelerin yerleşmeleriyle birlikte; Kurdistan krallarıyla 1514 yılında Osmanlı sultanının yaptığı anlaşmadan sonra bu durum Kurd kültürünü yozlaştırdı ve gerileştirdi. Daha önce de söylediğim gibi Kurd kadınları eğer Kurd kültürünü benimseyecek etkinlikler gösterirlerse; o çerçevede Kurd kültürünün kadınlara tanıdığı yerin bu günkü sözde uygar dünya düzeninin çok daha ilerisinde saygınlığına sahip olduğu görülür. İnsan doğduğu zaman kendi temel insani haklarıyla doğar. Kadın kadındır, erkek erkektir. Elbette ki bu göz önünde bulundurularak kadınlara hak verilmesi bile kadınlara hakarettir. Kadınlara hak verilmesi söylemi bile kadınlara, Kurd kültürüne ve insanlığa hakarettir. Yani bir erkek çocuk ne kadar hakka sahipse kız çocukta o kadar hakka sahiptir. Bunun anlaşılması lazım. Kurd kültürünün gereği de budur. Kurd halkının kendi tarihini ve kültürünü öne çıkarmasıyla kırılmaz bir halk kitlesi devletleştiği zaman, en uygar devlet konumunda olduğu görülür. Kurd kültürü Kurd diliyle izah edilebilir. Biz şimdi Türkçe konuşuyoruz ama Kurd kültürünü toplama uydurma bir Türk diliyle birbirimize öğretemeyiz, onu hissedemeyiz. Lanet olsun ki bize büyük zulüm etmişler, bizi kendi kendimize düşman etmişler ve biz bunun farkında değiliz. Hangi uygarlıktan bahsediyorlar? Yüz yıldır Kurd halkı zulüm altında inliyor bunu duymak isteyen bir uygar devlet gösterin bakalım bana. Uygarlık dedikleri zaman Kurd halkının on bin yıl önce yaşadığı tarzı bile benimseyemezler, algılayamazlar bile. Kendilerine göre uygar düzen kurmuşlar olabilirler, rast gelsin yaşam tarzları ama biz Kurdler için Kurdistan tarihi, Kürdistan kültürü ve dili öncelikli olmalıdır ki o zaman insanlarımız birbirlerini daha iyi anlarlar ve Dünya’da Kurd halkının üstün ayrıcalıklı uygar yapısını, tarzını ve kültürünü görmüş, öğrenmiş olur.
İslami kültür Araplar için bir gereksinim bir ihtiyaç olabilir ama Kurdler için öyle bir gereksinim ya da ihtiyaç değildir. Arapların yaşam tarzı bizim bugün uygar olarak görmediğimiz, zulüm kültürü olarak gördüğümüz İslami kültürle kendilerine yeni bir yaşam tarzı edindiler ve ona da sarılmış durumdalar. Esasen şeriat kanunları insan hakları kanunlarının ihlalidir. Yani el kesmek, kol kesmek, taşlayarak öldürmek gibi barbarca bir tarzı düşünmek bile Kurd halkının kültüründe yoktur, olmaz da. Yaşam tarzının her seviyesinde adap, ahlak, anlayış ve yol göstericilik Kurd kültürünün geleceğidir. Bir kişi isteyerek veya istemeyerek bir şey çalmışsa o insanı eğitmek lazım. Niye çaldı? Niye ihtiyaç duydu? Niye gerek duydu? Zihinsel bir rahatsızlığı mı var? Onu dinlemek, ona öğretmek ve yol göstermek, bir daha öyle davranışlarda bulunmamasını sağlamak gerekir. Elini, kolunu kesmek değil. İnsanları bu asırda taşlayarak öldürmek Kurd kültürünün kesinlikle kabullenemeyeceği bir barbarlıktır. İslamiyet’in Kurdistan topraklarında egemen olmaya çalıştığı dönemlerde halife Ömer’in yaptıkları İslam ansiklopedisinde detaylarıyla yazılır ama övünülerek yazılır. Bir de kendilerini ve Osmanlı’yı, Türk kabul edenler de şeriat kanunlarıyla kendilerini yönetirler ve başka bir bilgi tarzları da yoktur. Dolayısıyla Türk kültürü, İslamiyet kültürünün egemen olmasının devamıdır. Orta Asya’yı gidip gezdim. Orada Kazaklar, Özbekler, Türkmenler, Azeriler var ama bugün kendilerini Türkiye’de Türk kabul eden kitle benzeri ne bir din ne de bir halk var. Yani bunların da hepsinin tabii ki tarihi bilgilerinden bahsediyoruz, insanlarımızın öğrenmesi lazım. Ama Kurd kadınları her zaman önde olmuşlardır. İslamiyet’ten önce Kurd geleneklerinde; iki evlilik, üç evlilik kültürü yoktu. Kadına saygı vardı. Kadına öncelikli koruma uygulamaları vardı. Kurdistan’ın üç bin- dört bin yıl önceki geleneklerini okuduğunuz zaman böylesi birden çok evlilik veyahut kadına dayak iğrenç görülür, suç görülür. Tabii ki ayrılmalar, boşanmalar, ölümler hariç ama 3 tane, 4 tane evlilik yapıp bir arada yaşamak Kurd kültüründe kesinlikle yoktur. Bunların anlaşılması için Kurd kadınlarının, Kurd kültürünü tarihi örneklerle öne çıkarmaları lazım. Ama Kurd halkı için kurtuluş; Kurdistan topraklarının tamamının bağımsız devlet çatısı altında birleşerek resmileşmesidir, bunu da unutmamalıyız. Böylesi günlerde kendimizi oyalamaktan vazgeçip bizim gereksinimimiz olanlara ağırlıkla yoğunlaşmamız gerektiğini de bilmeliyiz.