Paris’te bir kişinin yemek yerken saldırıya uğraması üzerine yazdığımız yazıya bazı çevreler kendi görüşleriyle sınırlı yorumlar yapıyor. Bizim yazımızda küfür edip hakaret eden bir yaklaşımı asla doğru bulmadığımızı ve bunun kesinlikle yanlış olduğunu vurgulamak isteriz. Paris’in ortasında böyle bir olayın yaşanmasının doğru olmadığını düşünüyoruz. Saldırıyı gerçekleştiren kişilerin güvenlik kameralarından takip edilerek tespit edildiği, nereden geldikleri ve nereye gittikleri konusunda bilgi sahibi olunduğu da biliniyor.
Bu tür olayların Kurdlerin kurtuluş mücadelesine zarar vereceği muhakkaktır. Olayı bireysel bir vakaya indirgemek anlamlı değildir. 20 kişinin Paris’in ortasında bir lokantada birine bu şekilde saldırması, o ülkede resmi kayıtlara geçer ve Kurd halkına yönelik bakış açısı çerçevesinde değerlendirilir. Biz de bu olayın bu yönüyle değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Olayın gerçekleştiği şartlardan ötürü detaylarıyla takip edememiş olsam da genel anlamda bu tür bir olayın yaşanmaması gerektiğine inanıyorum. Kurd halkı olarak daha akıllı davranmalı ve kendilerine yapılacak hakaretlere karşı örnek pozisyonunda bulunmalıdırlar.
Bu saldırının ardındaki kişiyle oturup konuşulursa, belki sağlık sorunu gibi bir durumun olduğu da ortaya çıkabilir. Ancak biz bu olayları değerlendirdiğimizde, belirttiğim gibi, bu tür davranışların doğru olmadığını vurguluyoruz. Bu tarz olaylar yeni değildir ve dikkatle incelenip ders çıkarılması gerekir.
Son aylarda yaptığımız görüşmelerde, bize söylenen ve inandırıcı olan bilgiler doğrultusunda, bu tür fiziksel müdahalelerin yasaklanması gerektiği ve bu tür sorunların daha farklı yöntemlerle çözümlenmesi gerektiği üzerinde durulmuştur. Bu tür olaylara karşı hepimizin olumlu yönde bakması gerekir. Bizim yazılarımızda saldırganların bu tür davranışlarının kabul edilemez olduğunu ifade ediyoruz, ancak düzeltmek için mücadelemize devam etmeliyiz.
Kurtuluş mücadelesinde hiçbir şekilde geri kalmamalıyız. Böylesi hatalar yapan kişilere müdahale ederken dikkatli olmalıyız. Kurd halkının devleti, yasal güvencesi yok; bu yüzden daha dikkatli olmalıyız. Kurdlerin statüsü ve kimliği hala yok. Bu konularda ortak bir noktada anlaşmamız önemlidir ve bu çerçevede görüşümüzde ısrarcıyız.
Son olarak, kendini bilmez bir kişinin uygun olmayan bir şekilde küfürler ve hakaretler yapması elbette çirkindir. Bu kişinin durumu, nedeni ve sebebi hakkında birkaç kişi oturup konuşmalı ve onu doğru yola yönlendirmelidir. Bu olayın Kurdistan ve Kurdlerin kurtuluş mücadelesine bir katkısı olup olmadığı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu mesele bireysel bir dava değil, ulusun huzur ve welatının davasıdır; bu yüzden bireysel hususlara indirgememekte yarar var.