Asil soydaşlarımızın ve takipçilerimizin yakından bildiği, Paris’teki olaylarla ilgili olumsuzlukların ortaya çıkarılması için gerekeni yapmaya devam ettik ve etmeye devam edeceğiz. İmam Şahin ; Senin gerçekleri örtbas etmeye çalıştığın ortadadır; Akrabalarının oğlunu duygu sömürüsü amacıyla kullanıyorsun. Teyzesinin oğlu efendi bir insandır; sen onun aracılığıyla yine değer verdiğimiz insanları kandırmaya çalışarak çakallığın peşindesin.
Sana açıkça söyleyeyim: sen yaptığın iğrenç işlerin farkındasın. Dansöz gibi kıvırıp kelime oyunlarıyla insanları duygu sömürüsü yaparak kandırmaktan vazgeç. Berzan konusunda bize yazdığın metinde “haklısınız, kendi payıma düşen zararı öderim, özür dilerim” diyorsun. “Kendi payına düşen” ne demek, Sen ve suç ortaklarınla birlikte yaptığınız yanlışların sorumlusu sensin. O derneğin, o kurumun başında sendin; Berzan’ı sen davet ettin ve Berzan’a ait şirketlerin altüst olmasının nedeni sensin. Orada elde ettiğin menfaatleri biliyoruz. Diğerlerinin isimlerini saymaya gerek yok; onlar senin suç ortakların.
Ayrıca “ben kimseyi mağdur etmedim” diye savunuyorsun bu bir yalandır. Hakkında yürütülen soruşturmaları burada tekrarlamamı isteme. Eğer gerçekten kimseyi mağdur etmediysen, biz senin veya o kişinin muhasebecisi değiliz. Kimseye “şunu şunu öde” diye diretmeyeceğiz. Sen ve senin gibiler derneğin ortamını, kurumları kullanarak insanları mağdur ettiniz; nasıl oyunlar oynadığınızı insanlar tek tek anlatacak. Siz özür dileyeceksiniz ve zararları tazmin edeceksiniz. Başka yolu yoktur.
Berzan ortada dik duruyor; ona yapılanlara itiraz edemeyen bir tutum sergiliyorsun. Diğerlerini de senin gibi, derneğin adını kullanarak tehdit edip susturmaya çalıştınız: “konuşursanız bunu yaparız, bunu ederiz” diye. Zaten terör ülkelerinden kaçarak buraya gelip kendine yaşam kurmaya çalışan insanları siz Fransa ve Almanya gibi ortamlarda mağdur ettiniz. Hollanda ve Belçika’da yaptıklarınız da bizim bilgimiz dahilindedir. Ancak Fransa’da mağdur edilen soydaşlarımızın bize başvuruları üzerine bu tartışmayı başlattık.
Kimse senin babanın muhasebecisi değil; kimse senin hizmetkârın, oyuncağın da değil. Hiçbir şekilde sana müsamaha gösterilmeyecek. Suç ortaklarına da müsamaha gösterilmeyecek; tek tek burunlarından tutup yaptıklarının hesabını soracağız. Sen bize mesaj gönderdin, “özür dilerim, hata yaptım, düzelteceğim” dedin; bunu muhatap aldık ve “tamam” dedik. Ancak her müracaatında aynı “özür”leri tekrarlayıp davranışını değiştirmiyorsun. İnsanlar bilmiyor belki, ama kiminle nasıl mesajlaştığını biliyoruz.
Başka yolun yok; kimse seni koruyamaz. Yaptığın hataların hesabını vermek zorundasın. Öncelikle Kürd milletinden özellikle mağdur ettiğin kişilerden yazılı olarak özür dileyeceksin. Mağduriyetleri tek tek gidereceksin. Biz henüz daha fazla bir şey yaptırmış değiliz; birkaç söz söyledik. Sen bu insanların duygularıyla oynayarak bizi yanıltmaya çalıştın; böyle kurtulacağını sanma. Diğer ortaklar da kurtulamayacak; hiçbirine af yoktur.
Bu terbiyesiz, ahlaksız uygulamalara izin vermeyeceğiz. Kurd milleti sizin oyuncağınız değildir. Kurd milletinin emekleri ve kaynaklarıyla kurulmuş ocaklar, kurumlar sizin oyun alanınız olamaz. Değerli soydaşlarımızın bilgilerine sunulur.