AK Parti yönetiminin insanlarımızı düşürdüğü durum, yüz kızartıcı bir tablo olmakla birlikte, insanlarımızı kendi kimliklerinden uzaklaştırmaya yönelik sistemli bir uygulamadır. Bu anlayış, halkımızı hem Kurd kültüründen, tarihinden, dilinden hem de yaşam tarzından uzaklaştırmış durumda. Öyle ki, kafalarında ve yaşamlarında standartlar oluşmuyor ve istedikleri standardı kalıcılaştıramıyorlar. Bu da insanlarımızı bunalıma sürüklüyor ve benzeri olaylar meydana geliyor.
Kur’an kursları adı altında yapılan çirkeflikleri daha önce bilimsel çerçevede rapor etmiş ve sizlerle paylaşmıştık. Van’da yaşamını yitiren evladımızın durumu hakkında daha fazla bilgi edineceğiz, ancak şu an kendisine Xweda’dan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabır diliyoruz.
Kur’an kursları adı altında dönen dolapları yeniden gündeme getiriyoruz çünkü öğrendik ki, birçok yerleşim alanımıza insanlarımız uyuşturucuya alıştırılıyor. Kendisine saygısı olan herkes, bugün Türkiye’yi yöneten ahlaksızların Kurd katili olduklarını dikkate almalıdır. Gençlerimizin Kurd kültürüne ve asaletine uygun yetiştirilmesine hizmet etmeleri gerektiğini hatırlatıyoruz. Kurd kültürü, asil tarihin mirasçısıdır; uyuşturucuya, umutsuzluğa ve benzeri olumsuzluklara esir olma gibi bir lüksümüz yoktur. Özellikle Kurdlerin ellerinde kanı olan soysuzlara hizmet etmek bize yakışmaz. Bu konuyu daha genişçe değerlendirip paylaşacağız, araştırmalarımız devam ediyor. Ancak şimdilik, Kurd halkının bu konuda duyarlı olmalarını gerekli görüyoruz.
Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu’nu yönetimden uzaklaştırarak yeni bir süreç başlatacağını vaat etti. Daha birkaç gün önce, “Anayasanın 1, 2, 3 ve 4. maddelerine uzanacak elleri koparırız” şeklinde onursuzca bir açıklama yaptı. Şimdi Özgür Özel’e diyoruz ki, adam gibi dürüstçe söyle; hem nalına hem mıhına olmaz. Senin hizmet ettiğin CHP’nin kuruluşundan beri değişmeyen politikasıdır. Daha fazla midemizi bulandırma ve Kurdistan şehirlerimize hiç gelme. Bu zihniyetle yaşayacaksan, Erdoğan’la kol kola olman daha uygun olur.
50 yıllık mücadelemizin deneyimlerinden yararlanarak Kurdistan davasını nasıl sonuçlandırmamız gerektiği konusunda çalışıyoruz. Sayın Neçirvan Barzani’nin Türkiye’ye gelmeden önce kısa bir açıklamamız olmuştu. Erdoğan ve Bahçeli teröristleri boş durmayacaklar, ancak biz de boş durmayacağız. Her Kurd ve her onurlu Kurd bireyi boş durmamalıdır. Hedefimiz bağımsız Kurdistan Birleşik Devletleridir ve bu yolda yürümek bizim görevimizdir. Sayın Barzani’nin Erdoğan ve Bahçeli ile görüşmesi, Kurdistan davasına katkı sağlamayacaktır. Kurdistan işgalcileri ne zaman sıkışırsa Kurdlerin önüne gidip diz çökerler; bu görüşmelerin çerçevesi de budur. Sayın Barzani, 25 Eylül 2017 referandumunda Kurdistan’ın bağımsızlığına saldıranların başında Erdoğan olduğunu iyi bilir.
Sayın Barzani’nin Rojava ile en iyi şekilde ilişkiler geliştirmesi ve bağımsız devlet ilan etmesi, Kurdistan Birleşik Devletlerinin resmileşmesinin önünü açar ve dünya devletleri ile ilişkilerin güçlenmesini sağlar. Erdoğan ve Bahçeli’nin planlarını umursamayalım; bizim ne yapacağımız önemlidir. Ziyaretin planlı veya ani olması fark etmez, önemli olan Kurd halkının çıkarlarıdır.
Biz, kimsenin Kurd’ü değiliz; Kurdistan’ın Kurdleriyiz ve biz, Türkiye’den ya da başka bir Kurdistan’da işgalci güçlerden toprak istemiyoruz. Türk terör devleti bizim kutsal topraklarımızdan defolup gitmelidir. Bizim kimsenin malında gözümüz yoktur, zorla almaya tenezzül etmeyiz. Kurdistan Birleşik Devletlerinin resmileşmesi için herkesin konuşması, halkımızın doğruyu görmesi açısından önemlidir.
Her Kurd’ün Kurdistan tarihini doğru öğrenmesini isterim. Kurdler kimdir, nereden gelmişler, bugüne kadar nasıl yaşamışlar, Osmanlı ile nasıl tanışmışlar, tüm bunları öğrendiğimizde bu pisliklerden daha hızlı kurtulabiliriz.
Son olarak, Türkiye’nin Savunma Bakanı’nın açıklamaları üzerine şunu demeliyim: Zulümle süslediğiniz 100 yıllık politikalarınıza rağmen, bizim direnişimiz sürüyor ve terörist diyerek bizi lekelemeye çalışsanız da hakikat ortadadır.
