Bazı değerli kardeşlerimiz ve soydaşlarımız boykot konusunu sürekli gündeme getiriyorlar. Bizim için esas olan yapılacak çalışmanın ve atılacak adımın Kurd halkına, Kurd û Kurdistan davasına yararı olup olmadığıdır. Bizim açımızdan nettir ki, boykotun Kurd û Kurdistan davasına hiçbir yararı olmayacağıdır. Önümüzde iki tane şahıs var. İkisinden birini tercih etmemiz Kurd halkının yararına olur. Kılıçdaroğlu ile Erdoğan’ı yan yana oturttuğumuz zaman, Kurd halkının yararına hizmet adına bu seçimde Kılıçdaroğlu’nu desteklemek gerekir. Bizim görüşümüz de, sizlerden ricamız budur. Biz CHP’yi desteklemeyeceğiz. CHP’nin taraftarı olmayacağız. Bizim söylediklerimizin anlaşılması için bunun da tekrarlıyoruz. Kılıçdaroğlu’nu, Erdoğan’a tercih edeceğiz.
Ayrıca bizim bazı insanlarımız CHP’lidir. Bazı insanlarımız Ak Partilidir. İkisinin de biz bizim için Kurdlük davasına ve Kurd û Kurdistan davası için birbirinden farkları yoktur. Bunlarla çalışanlarında Kurd û Kurdistan davasından uzaklaştıklarını ve davaya zarar verdiklerini kendileri de biliyorlar. Biz bu durumu şiddetle kınıyoruz. Kendi yaptıklarının yalnızca kendilerine yararlı olduğunu, kendi çıkarlarına hizmet olduğunu ve hiçbir şekilde Kurd û Kurdistan davasına kabul edilemez bir günah ve vebal olduğunu kendileri de biliyorlar. Biz de bunu yineleyelim.
Kılıçdaroğlu’nu desteklersek, Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı seçimini kazanırsa, yine biz CHP’li olmayacağız. Yine biz Kılıçdaroğlu’nun taraftarı olmayacağız. Biz yine kurtuluş mücadelemiz için yolumuza devam edeceğiz. Ancak Kuzey Kurdistan’da yaşayan halkımız bir süreliğine de olsa, Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığıyla nefes alacak.
Türkiye’de enflasyonun %85 olduğunu Erdoğan’ın kendisi açıkladı. Son günlerde; ‘‘%45’e indi’’ diyor. Bu külliyen yalandır. Bir ay içinde enflasyonun 40 puan düşmesi mümkün değil. Diyelim ki, %45 olsun. Almanya’da ve İngiltere’de son günlerde tartışma var. % 8-9 civarında olan enflasyon, ya % 10’a çıkarsa diye tedirginlikler var. Bunu nasıl %10’un altında tutarız, diye hesap yapılıyor.
Bay Erdoğan, halkının karşısına çıkıp utanmadan; ‘‘bizim enflasyon durumumuz bütün Avrupa Birliği ülkelerinden iyidir’’ diyor. Bu adam yalan makinasına dönüşmüş. Ayrıca kendisinin politikalarının tamamen Türkiye’nin aleyhine olduğu ve kendisiyle müttefik olan NATO üyeleri ile bağdaşmadığını kendisi de söylüyor. Bunun karşısında da Rusya ile olan ilişkileri tamamen onun şahsi kararıdır. Türkiye’de ki yöneticilerin insanların isteği ve kararı değildir. Putin’in elinde Erdoğan aleyhinde çok ciddi suç delilleri var. IŞİD ile ilgili ilişkileri var. Bunu Bay Putin’in kendisi açıkladı. İnternetten arayıp bulabilirsiniz. Rojava’da, Rusya uçağı düştükten sonra Putin bunları belgeleriyle ve resimleriyle açıkladı. Bunları tehdit unsuru olarak kullanıp, Erdoğan’ı kendi parmağında oynatıyor. Bu durumda NATO üyesi ülkelerin ve Avrupa Birliği ülkeleri gibi onlarla hareket edenlerin de Türkiye’ye yaptırım uygulama zorunluluğu getiriyor. Türkiye’ye yaptırım uygulanacağı zaman ne olur? Bütün Avrupa birliği ile ticari ilişkileri kesilir. Belki bizim insanlarımız bu durumu çok ciddi bir şekilde gözden geçirmeleri gerekir. Rusya’nın turistleri gelmeye devam etse ne yazar? Türkiye’nin ihracatının %90’ı Avrupa Birliği ülkelerindendir. Türkiye Avrupa Birliği ülkeleri tarafından ambargo uygulamasıyla karşı karşıya kalırsa bizim insanlarımız da bundan ötürü zorluk çekerler. Sıkıntı çekerler. Zarar ederler. Zor durumda kalırlar. Dolayısıyla bunları istemiyoruz. Bunları zaten ilgili ülkelerin yöneticileri bas bas bağırarak söylüyorlar. Bu bizim öngörümüz değil
Ayrıca Erdoğan’ın, Türkiye’nin halkı ile ilgili hiçbir derdi yok. Kendisi ve çevresi ile ilgili yapabileceği kadar çalıp çırptı. Şimdi de onu korumak için yönetimde kalmayı hedefliyor. Başka da bir amacı yok.
Saygılarımla
