CHP Milletvekili Sayın Sezgin Tanrıkulu’nun kendini bilmez bazı basın mensuplarının kasıtlı ve provokatif sorularına doğru yanıt verdiği için kendini bilmez bir savcılık görevlisi de Sayın Sezgin Tanrıkulu aleyhine dava açmış.
Kendini bilmez soysuzlar, bu adamın sizin sorularınıza verdiği yanıt doğru mudur, yalan mıdır?
Diyarbakır’da milletvekili seçilmiş bir insanım doğruları söylemesi suç mu sayılıyor?
Kendilerini gazeteci zanneden kanı bozuk militanlar; bu soruları ısrarla bu zata sorduklarında devlet adına verilmiş kararlar ve doğrular mı önemlidir?
Yoksa onların çirkin egolarımı önemlidir?
Devlet bunu yapmaz, diyor. Haddini bilmez, herif. Devlet yapmış ve AİHM suçlu bulmuş, hakkında karar verilmiş. Vatandaşa tazminat ödenmiş.
Türkiye’de devletin temeli gerçek tarihi bilgileri halka öğretmedikçe, doğru bilgi eğitim kurumlarında çocuklara öğretilmedikçe en başta bu ülkenin temel taşı ve bu ülkenin topraklarının sahibi olan Kurd ulusunun yararına, hak ve hukuk çerçevesinde saygılı davranmadığı sürece ve Kurdlerin hakkı yasal güvence altına almadıkları sürece, doğruları ödüllendirip suçluları cezalandırmayı benimsemedikçe devlet olma imkânı yoktur.
Sokak serseriliğinin ötesine gitmez. Bizim ulusumuzun başına da eşkıya egemen olamayacaktır. Şimdiye kadar olamadığı gibi bundan sonra da olamayacaktır.
Sayın Sezgin Tanrıkulu’nun söylediklerinin doğruluğunu saygıyla karşılıyor ve kendilerine teşekkür ediyoruz. Eğer doğruyu konuşan Diyarbakır milletvekilini, CHP çekemiyorsa demek ki, CHP çirkeflikten ve çirkinlikten vazgeçme sürecini seçim dönemi ile sınırlı tutmuştur.
Sayın Tanrıkulu’yu CHP çekemiyorsa ve hazmedemiyorlarsa kendilerinin engin bilgilerinden ve cesaretinden yararlanamıyorlarsa, Kurdistan Birleşik Devletleri hükümetinde Sayın Tanrıkulu için başımızın üstünde yeri var. Buyurun bize katılın, deriz. O pisliklerin içinde öylesi değerli insanların zaten verimli olabilmeleri mümkün değildir. Elbette ki, yapacağı işi kendi tercihleri esas olmalıdır ama Sayın Tanrıkulu’nun yanında yer alacağımızı herkes bilsin.
