İstanbul Büyükşehir Belediye başkanının aldığı ceza Türk siyasi tarihinde ilk değil.
Osmanlı’nın son dönemlerinden Cumhuriyet Türkiye’si adıyla devletleşme çalışmalarından bugüne kadar onların tarihi hep bu tür yobazlıklarla geçti.
Dün Erdoğan’a bu şekilde yobazlıklarla siyasi yasak kararı verildi. Daha evvel ondan öncekiler hedefti. Bugün için bu yobazlık Ekrem İmamoğlu için uygulanıyor. Yarın bu yobazlık yine Erdoğan için kullanılabilir.
Fakat tüm bu süreçler içerisinde hangi ideoloji iktidara gelirse gelsin; Kurd halkı, Kurd siyasetçileri, Kurd iş insanları sürekli olarak hedef oldukları gerçeğini de kendi kendimize hatırlatmamız gerekir.
Bu olayların hepsi de Türkiye’de bir devlet yapılanmasının oluşamadığı gerçeğinin kanıtıdır.
Türkiye devlet yapısı iç çatışmalarla, uydurdukları iç ve dış düşmanlar hikâyesi ve hikâyede suçladıkları unsurlarla demokrasiyi geçiştirmeye çalışan bir yapıdır.
Diğer taraftan biz Kurdler olarak kendi kelimize ilaç aramamız gerekir. Kurdistan topraklarının hepsinin birleşmesi ve Kurd halkının tamamının bir arada kendi devlet çatısı altında yaşamayı idame etmeye çalışması Kurd ulusunun beklentisi çıkarı ve ihtiyacıdır.
 
			

