GERÇEK ANLAMDA DEVLET OLABİLMEK

0
1163

Bir devletin temel kurumlarının işleyişinde; çalışanlarının maaş ve güvenliklerinin tatmin edici standartlarda olması, olmazsa olmazdır. Ekonomik, eğitim, sağlık, güvenlik, ulaşım ve çalışma alanlarının düzenli organize edilmeleri farzdır. Düzenin sağlıklı işleyebilmesi için önce adalet sağlanmalıdır. Adaletin gösterilmesi değil, görülmesi sağlanmalıdır. Her vatandaş adaletin var olduğunu görmelidir. Devlet yönetimi, adaletin var olduğunu göstermeye çalışmakla adaletsizliği kabul ettirmeye çalışmış olur. Devletin yönetim kurumlarının sağlıklı işleyebilmeleri için de yöneticilerin uzmanlıkları en iyi düzeyde olması gerekir. Bireysel çıkarlarını, yasaların önüne koymamaları gerekir. Devlet Denetleme Kurumu da kanunların korunduğunu garantilemesi gerekir. Yasama organları da devlet kurumlarının vatandaşın beklentilerine yanıt olacak yasal düzenlemeleri yapmaları zorunludur. Türkiye’de devlet yapılanmasının yönetimi, baskı dayatmasıyla ve hak ihlali çerçevesindedir. Yasal ve kanuni düzenlemeler de eşitsizliği ve hak ihlalini esas alır. Anayasanın da yapısı bu çarpıcı çerçevede oluşturulmuştur. Yöneticilerin de büyük çoğunluğu baskı ve inkâr anlayışıyla çalışıyorlar. Ekonominin sık sık çökme aşamasına gelmesi, devlet yönetiminin sürekli arayışlarla uğraşmaları da yine çarpık yönetim ısrar edilmesindendir. Sık sık darbeyle yönetime müdahale gibi şimdi de tek adam yönetimiyle halkı oyalamak ve yalanlarla günü kurtarmak işe yaramaz. Böylesi bir örnek dünyada görülmemiştir. Böylesi uygulamalarla olumlu bir sonuca varmak mümkün değildir. Bu örnek dünyada görülmemiştir. Türkiye’nin üçte bir nüfusu Kurdlerden oluştuğu gerçeğine rağmen anayasının birinci ve ikinci maddeleri Kurdlüğü yok sayar. Üçüncü ve dördüncü maddeleri de Kurdlüğün ve Kurd dilinin yasak kalması için oluşturulmuş temel anayasal maddeleridir. Anayasanın bu maddeleri suçtur ve devlet yönetimi suç işleme temeli üzerine kurulmuştur. Ülkenin üçte bir oranından fazla vatandaşlarının temel insani haklarını ihlal etmek için oluşturulmuş olan kanunlar başlıca suçlardır. Bu suç temeli üzerine kurulmuş olan bir devletin egemenliği altında sömürülerek süründürülüyoruz. Türkiye devlet yöneticileri bir taraftan dayatmayla, cezai müeyyidelerle günü kurtarmaya, kendileri ve yandaşları için kazanım sağlamaya odaklı çalışırlar. Sonsuza dek bunun böyle yürümeyeceği kesindir. Tarihi gerçekler bunun kanıtıdır. Türkiye’nin yakılıp yıkılmasını beklemek, Osmanlı’nın akıbetine uğramasını beklemekle en çok da Türkiye’nin istikrarsızlığını beklemekten yararlananları kendilerini felaket içinde bulmalarını kaçınılmaz kılar. Bu gerçekleri görmek en çok Türkiye’yi yönetenlerin ve Türkiye’de kendilerini Türk olarak kabul edenlerin işi ve sorumluluğudur. Bugün Türkiye devletinin yönetim kurumlarının birçoğunda ödeneklerin hatta çalışanların maaşlarının temin edilmesi müthiş bir şekilde zorlaşmış durumdadır. Bunların görülmemesi de sorumsuzluktur. Dönüp dolaşıp konuyu biz Kurdlerin ne yapması gerektiğine getirmek zorundayız. Biz Kurdler kendi bağımsız devletimizi oluşturmak zorundayız. Biz kendi devletimizi oluşturmaya çalışırken bizde olmayan gücü, bizde olmayan güçlerle takas yoluyla anlaşmalar yapmamız gerekiyor. Kurd halkı kimsenin; kanatları, kontrolü ve egemenliği altına girmeden kendi bağımsız devletini kurmalıdır. Bu örnekler bugüne kadar bağımsızlığını kazanmış olan bütün kuruluşlar için geçerli olmuştur. Birileri bize yalan yanlış söylemlerde bulunarak önümüzü tıkamaya çalışabilirler. Kendi yetersizliklerini, dengesizliklerini ve çıkmazlarını örtbas etmek için de Kurdlerin bağımsız kalmalarını bahane ederek başka güçlerle işbirliği yapmalarının gereksizliğini vurgulayabilirler. Kurdistan Birleşik Devletleri hükümeti Kurd halkı için ulaşılması gereken tek hedeftir. Bunun için İsrail ve Amerika Birleşik Devletleriyle bizim müttefiklik anlaşması yapmamız gerekir. Biz onlarla Ortadoğu’ya istikrar getirebilir ve Kurd halkının bağımsız devlet çatısı altında kendi kendilerini yönetmesini sağlayabiliriz. Biz başka bir yolunu göremiyoruz. Yalanlarla, kandırmalarla, yetersiz söylemlerle ve kafa karıştırıp suyu bulandırmakla kimseye bir fayda sağlamaz. Her ne kadar olumsuz ve Kurd halkının beklentilerinden uzak çalışmalar yürüten çevreler varsa da Kurd halkının bağımsızlığını sağlayabilecek zihinlerindeki bilgi ve yüreklerindeki sevgiyle başarabilecek yeterli düzeyde saygın insanlarımız vardır. Özellikle imkan ve olanak sahibi etkin insanlarımız Kurdistan Birleşik Devletleri’nin bağımsızlığını bir an önce kazanması için ön ayak olmaya çalışmalıdırlar. Geride durmamalıdırlar. Gençleri öne itip, arka cepheden izlemek durumunda kalmamalıdırlar. Bizim beklentimiz ve ricamız bu çerçevededir.

TEILEN
Önceki İçerikKEKÊ AHMET’E SELAMLARIMLA
Sonraki İçerikYOL BULDU BENİ