Seçimle ilgili bütün soydaşlarımızın bir adaya oy vermesi halkımızın yararına olur. Bilindiği gibi daha önce biz Deva Partisinin bağımsız olarak seçime girmesinin ve Ali Babacan’ın cumhurbaşkanı adayı olmasının uygun olacağını ve bizim de onu destekleyeceğimizi söylemiştik. Ali Babacan’ın çevresindeki değerli insanların ikazlarına ve uyarılarına rağmen altılı masa ile bir anlaşma yaptığını ve buna sırtına dönmeyeceğini kesin bir ifadeyle belirtti. Elbette ki, ilkeli bir insan olduğunu göstermiş oldu. Biz AK Parti’ye yakın çevrelerle sürekli görüştük. Ben bizzat görüştüm. CHP’ye yakın çevrelerle de görüştüm. Sonuç itibariyle AK Parti çevreleri kendi çıkarları dışında Kurdlerle ilgili herhangi bir değişim düşünmüyorlar. Bunu net olarak ifade ettiler. Öyle bir aşamaya gelmişler ki, Kurdleri yok etmek, Kurdleri Kurdlükten uzaklaştırarak, Kurdlük adına ne varsa yok etmeye odaklanmışlar. Bu da bizim için Kurd düşmanlığıdır. Başka türlü değerlendirilemez.
AK Parti’nin içinde bizim bazı insanlarımız var. Bireysel olarak kendileri iyi insanlardırlar. Ancak Kurd düşmanlığına odaklanan bir terör yapısından farksız Erdoğan’ın Ak Partisine oy vermemiz kendi kendimize düşmanlık yapmaktır. Eğer pozisyonlarını değiştirselerdi ve biz Kurdlere yönelik yapacaklarının Kurd halkının beklentilerine yanıt olabilecek çerçeve olsaydı, biz yine de bağrımıza taş basar desteklerdik. Fakat Kurdlere yönelik hiçbir olumlu kelime dahi kullanmak istemeyen bu terör yapısına biz kesinlikle oy vermeyeceğiz. Elde yalnızca Bay Kılıçdaroğlu kalıyor. Bazı olumlu söylemleri var ise de, yine de yeterli değil. Fakat bu durumda bize göre Kılıçdaroğlu’na oy vermemiz gereklidir. En azından biz Kurdlerin bazı beklentilerine açıklıkla yanıt getireceklerini söylüyorlar. Bay Kılıçdaroğlu’na yakın olan çevrelerinde bu garantinin oluşumundan ötürü kendisine yakın olduklarını ve çalıştıklarını söylüyorlar. Diyarbakır adaylığına gönderilen Sezgin Tanrıkulu Diyarbakır’da aday adaylığını üstlenmiş olup Kurd soydaşlarımızın sıkıntılarının giderilmesine odaklandığı görülüyor.
AK parti tarafından Kurd ulusuna ve Kurdistan coğrafyasına yönelik faşist uygulamaları bulunuyor. Barbarlığın, ahlaksızlığın ve baskının kalkması için yine AK Parti terör yapısının yalanları, dolanları, iftiraları ve hırsızlıklarının son bulması için biz Bay Kılıçdaroğlu’na oyumuzu verelim, deriz. Bizim bu konuda ricamız budur. Kendisinin çevresinde olan çok değerli insanlarla birebir görüşmelerimiz sonucunda bunun uygun olacağını söylüyoruz.
Elimizde iki ucu pislik bir değnek var. Bu değneğin ortasından tutarak biz kendimizi koruyamayız. Bu değneğin ucundaki pisliğin bir tarafını temizleyip ve yıkayıp tutarak bu süreci atlatmaya çalışalım. Başka da seçeneğimiz yok. Bizim saygıdeğer insanlarımızdan ve asil soydaşlarımızdan ricamızı dikkate almaları ve oylarını Kemal Kılıçdaroğlu’na vermelerini tekrarla ve ısrarla rica ediyoruz.
Diğer taraftan siyasi partilerin hangisine oy vermek istiyorsanız verin. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu’nun desteklenmesi biz Kurdler için en doğru yoldur. Bazı Kurd soydaşlarımız AK Parti’ye oy vermeye devam ederek Bay Erdoğan’ın terör yapısına dönüştürdüğü bu güruhu desteklemekle yalnızca kendi çıkarları için adım attıklarını bilsinler. Diğer Kurdistanî siyasi partilerin de elbette ki, milletvekilliği seçiminde kendileri için çalışacaklardır. İnsanlarımızın buna itirazları yok. Hemfikir olmasak bile bizim de bir itirazımız yok. Parlamentoya gitmek istiyorsanız yolunuz açık olsun. Ancak biz gidip, o lanet yemini etmeyeceğiz. Bizim asil soydaşlarımız, beraber çalıştığımız soydaşlarımız, böylesi bir yönelime girmeyeceklerdir. Ancak Bay Kılıçdaroğlu başkan seçilirse bile yeterli sayıda kendisini destekleyen milletvekillerinin olması gerekir. Bunu da dikkate almanızda yarar var. Bazı insanlarımız altılı masanın içinde var olan bazı şahsiyetlerden söz ediyorlar. Bunlarda anlaşılırdır. Demin izah ettiğimiz gibi iki ucu pislik bir değnek var elimizde. Bay Erdoğan’ın günlük olarak yaptıklarına bakarsak ekonomiyi sıfıra indirilmiş ve bunu kabul etmeye de yanaşmıyor. İnsan öldürücü silahları büyük bir başarı gibi göstererek fanatik bazı çevreleri kendisine bağlı tutmaya devam ediyor. O öldürücü silahların hiçbir tanesi yerli malı ve yerli ürün değildir. Motorundan, kameralarına ve diğer aksamlarına kadar hepsi ayrı ayrı ülkelerden satın alınıp burada montaj işlemi yapılıyor. Bunu yapan mühendislerin çoğu da yabancı uyrukludur. Burada bir sakınca yok. Elbette ki, siz kendiniz bu ürünlerin imalatını yapamıyorsanız, başka yerlerden alıp bunları yapacaksınız. Fakat sizin insanları öldüren silahlara niye ihtiyacımız var? Kime karşı kendinizi koruyorsunuz? NATO üyesisiniz ve bu üç beş yıllık öldürücü silahlara büyük para ayırıp kendi çevrenizdeki şirketlere %80’i devletin bütçesinden çalıp veriyorsunuz. %20’si ile bu öldürücü silahları imal ediyorsunuz. Daha önce Türkiye’ye yönelik bir saldırı mı oldu? Türkiye herhangi bir tehdit mi altındaydı? Elbette ki, değil. Suriye’de iç savaş oluşumundan ötürü Türkiye adına NATO’dan destek istemiyor ve NATO’nun bütün koruyucu silahları ile beraber uzmanları da gelip sınıra yerleşti. Irak iç savaşında da aynı durum yine söz konusu oldu. Yine NATO geldi ve orada cephede konumlandı. Bu gerçekleri biliyoruz. Daha düne kadar Türkiye’nin askeriyesinin bütün giyim ürünlerini, yiyeceklerini ve sigaralarına kadar paralarını Amerika Birleşik Devletleri ve NATO veriyordu. Hala istihbaratın bazı birimlerinin maaşlarını dahi Amerika Birleşik Devletleri veriyor. Bay Erdoğan sen bunları yaşıyorken, bağımsızlıktan bahsedemezsin. Sen kendini kime karşı koruyorsun? Şimdi NATO’nun Rusya’ya karşı aldığı bazı kararlar var. Siz ona katılmıyorsunuz ve diyorsunuz ki; biz taraf olmayacağız. Siz bile yalan söylediğinizi biliyorsunuz. Zaten NATO’nun üyesisiniz ve kararı uygulamak zorundasınız. Eğer siz NATO’nun kararlarına uymayacaksanız, o zaman NATO’dan ayrılmanız gerekir. Hem nalına, hem mıhına olmaz. Dünyanın en akıllı insanlarının hepsi geri zekalı, siz delilsiziniz(!) Niye Rusya’ya sırtını dönemiyorsun? Bu da kendilerini Türk olarak kabul eden vatandaşlar gibi bizlerde biliyoruz. Bay Putin, senin yaptığın kanunsuzlukları ele geçirdi ve seni parmağında oynatıyor. Hepsi bu kadar. Yalan dolanla ve düşmanlık yaparak kendini tartışmasız bir lider gibi kabul ettiremezsin.
Bütün televizyonda net olarak senin IŞİD denen terör örgütüyle nasıl ilişki içinde olduğunu ve nasıl Türki cumhuriyetlerinden 5.000 civarında insanların Türk Hava Yolları ve Türkiye Genel Kurmayının askeri uçaklarıyla Gaziantep’e getirdiğini ve oradan onları nasıl eğitimden geçirdiğini biliyoruz. Türk subayları tarafından eğitildiklerini ve nasıl silahlandırdıklarını, IŞİD adına orada operasyonlar yaptıklarını dünya biliyor. Türkiye’nin bütün operasyonlarını yöneten genel kurmay subayları bilgileri hep yazılıdır. Uluslararası mahkemelerde senin ve bu operasyonlarda görev alanların aleyhine kullanılacaktır. Bundan emin ol. Bu çalışmalar çok sağlıklı bir şekilde yürüyor. Burada siz bizleri tehdit ederek, korkutarak ve kendilerini Türk olarak kabul edenlerin de duygularını sömürerek çevrenizle birlikte devleti soyduğunu, bazı göstermelik yatırımlar yaparak kurtulamazsınız. Kendinizi bu şekilde kurtaramazsınız.
Bay Kılıçdaroğlu aleyhinde söylediğiniz yalanlar mide bulandırıcıdır. Kendilerini Türk olarak kabul edenlerde bunları görüyor. Sözde bir camide seccadeye ayakkabı ile bastığı için resmini çektiniz ama yalan söylüyorsunuz. O yer esasen namaz kılınacak yer değil. Orada herkes ayakkabı ile dolaşıyor. Yalnızca Kılıçdaroğlu değil hepsi ayakkabı ile orada bulunuyor. Elbette ki insanların ruhani inancına saygılı olmak gerekir. Elbette ki, ayakkabıyla seccadeye basılmaz. Yine Bay Kılıçdaroğlu mütevazı davranarak böylesi bir görüntüden dolayı özür diledi. Yanında kaç insan varsa hepsinin ayağında ayakkabı var. Resme dikkatlice bir bakın. Onun görüntülerine ve video kayıtlarına dikkatlice bakın. Çünkü orası cami değil. Oraya onu davet edenler seccade görünümlü halıları sermişse, oraya giren insanların da bunun düşünmemişlerdir. Siz yalan uydurmalarınız bu insana zarar verecek ve rencide edecek davranışlarınızı sürdürüyorsunuz. Kendilerini Türk olarak kabul edenler de bunu görüyor.
Kılıçdaroğlu seçilirse Kurd ulusunun yararına yeni kararlar almayabilir. Kılıçdaroğlu seçilmesi ile Kurd halkının beklentilerine yakın düzeyde bile yanıt olmayabilir. Bay Erdoğan’ın ve AK Parti’nin artık bu zulmüne devam edemeyeceğini sağlayacaktır. İnsani duygulara sahip ve kendilerini Türk olarak kabul eden vatandaşların ve Kurdlerin bunu gördüklerini bizim söylememize gerek yok. Bu gerçekler çerçevesinde bizim de Bay Kılıçdaroğlu’na oy vermemiz gerekir. Bunu ısrarla ve saygıyla rica ediyoruz.
