Kurd Halkının Devletleşme Hakkı ve Mücadelesi

0
500

 

Değerli soydaşlarımızın yorumlarını dinledik ve biz de inandığımız ve yürüttüğümüz siyasi çalışmalar çerçevesinde kendi yorumlarımızı paylaşmak istiyoruz. Bahçeli’nin ve Erdoğan’ın söyledikleri, özgürlük için bedel ödeyen Selahattin kardeşimizi ziyaret etmeleri ve söyledikleri tamamen kendi sıkıntılarını aşmaya yönelik bir arayıştan ibarettir. Yüzyıllardır süren bir alışkanlıkları var: Ne zaman sıkıntıya düşerlerse, bizim insanlarımızın önüne gelip çöküp yalvarırlar, kardeş ilan ederler, aynı ocağın evlatları olduklarını söylerler. Fakat bu tür siyasi oyunların bizim anlayışımızda yeri yoktur. Bu kişiler, Kurdistan topraklarından defolup gitmelidir.

Kurdlar kendi devletlerini yönetmeye muktedirdirler. Bazı sorumsuzların, Kurdlerin kendi devletlerini yönetemeyecekleri yönündeki söylemleri mide bulandırıcıdır. Kurdistan Birleşik Devletleri’nin resmileşmesi için biz, gerekirse şeytanla bile görüşürüz. Bu nedenle görüşmelere karşı bir sorunumuz yoktur. Ancak PKK yöneticileri ve Sayın Öcalan ile yapılmak istenen görüşme taleplerine baktığımızda, bunun aslında bir aşağılama talebi olduğunu görüyoruz. Sayın Öcalan’ın nasıl bir karar vereceği, nasıl bir adım atacağı kendisinin bileceği bir iştir. Selahattin kardeşimizin nasıl davranacağı da kendisine kalmıştır. Ancak biz, Türkiye terör devletinin yöneticileri olan bu pislik sürüsü ile herhangi bir müzakerenin uygun olmayacağını düşünüyoruz. Eğer Erdoğan, Özgür Özel ve Devlet Bahçeli, Kurdlerle bir çözüm arayışına gireceklerse, önce Kurdistan topraklarından defolup gitmeyi de pazarlık masasına koymaya hazır olmalıdırlar.

Kurdistan topraklarında yaşayan her ırkın mensubu, Kurdistan vatandaşı olarak yaşayabilir ve Türkler de bu topraklarda belli haklara sahip olabilirler. Ancak Türkiye terör devletinin terör yapıları, devlet gücü ile birlikte bu topraklardan defolup gitmelidir. Bizim mücadelemiz bunun içindir. Bazıları bizim eleştirilerimizi ve söylemlerimizi kendi çıkarlarına göre yorumlayıp, bir yerlere çekmeye çalışabilir. Ancak bizim söylemlerimiz açıktır ve nettir. PKK yönetimi ve Sayın Öcalan, terör devletiyle görüşüp aralarındaki sorunu nasıl çözeceklerini kendileri bilir. Ancak biz, kendi siyasi stratejimizi açıkça ifade ediyoruz. Kurdistan Birleşik Devletleri hükümetinin aldığı kararlar, Birleşmiş Milletlere yaptığımız müracaatlar ve Kurdistan Birleşik Devletleri anayasası tartışmaya kapalıdır.

Bazıları Licê’deki bir kavga üzerinden Kurdlerın devlet kuramayacağını iddia ediyor. Evet, Licê’de bir köpek bile Türkiye terör devletinin yöneticilerinden daha iyi bir devlet yöneticisidir. Licê’deki bir insan bile, Kurdistan’ın herhangi bir köşesinde devlet yönetmeye muktedirdir. Buna inanmayanlar önce kendilerini geliştirmelidirler. Biz bu inançla çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz.
Kurdistan topraklarında yaşayan halklar, özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinde kararlıdır. Kurdistan Birleşik Devletleri’nin resmileşmesi, bölgedeki halkların kendi kaderini tayin etme hakkının bir yansıması olacaktır. Türkiye terör devleti ve onun yöneticileri, bu topraklardan çekilmeli ve halkların iradesine saygı duymalıdır. Biz, bu mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.
Bizim yorumlarımızın, görüşlerimizin ve kararlarımızın doğru okunmasını rica ederim. Biz, yoruma açık bırakmayacak kapalı bir söylemde bulunmuyoruz. Bizim eleştiri, yorum ve kararlarımızı eleştirecek olanlara bir yorumumuz yok; ancak saptırmaya çalışmasınlar. Biz, Bahçeli’nin, Özgür Özel’in ve Erdoğan’ın söylemlerini, konuşmalarını samimi ve dürüst bulmuyoruz; kendilerine inanmıyor ve güvenmiyoruz. Diğer izahatlarımız da bu çerçevenin içini doldurmakla sınırlıdır.