KURDISTANDA DÖRT PARÇANIN BİRLEŞMESİ OLMAZSA OLMAZDIR

0
260

Hakan Fidan’ın açıklamalarını duyduk. Hakan efendi, siz bugün adına “Suriye” denen yapılanma içerisinde yerli unsurlar olan Kurd ulusunun kahramanlarını uyarmaya çalışacağınıza, önce ne yaptığınızı değerlendirin.

Sizin yaptığınız, Türkiye’yi yönetenlerin geçmişte yaptıklarından ve orayı yönlendirmeye çalışanlardan farksızdır. Bu tutum sonuç vermeyecektir. Kurdleri yok saymak, hiçbir şekilde yarar sağlamaz. Türkiye, nereden geldiğini fark etmeksizin, kendisini çıkamayacağı bir bataklığın içinde bulacaktır. Bu dayatmalardan artık vazgeçin.

Kurdler, Şam’da yönetici olma hakkına sahiptir. Eğer derdiniz Türkiye ile Suriye arasındaki sınırların güvenliğini korumaksa, orada egemen bir yapının başında Kurdlerin olmasını sağlamaya çalışın. Bunu yapamıyorsanız, Kurdlerin kendi kendilerini korumak için ne gerekiyorsa onu yapmaları kaçınılmaz olacaktır. Sakın bunu “saldırı” gibi yorumlamayın. Eğer saldırırsanız zarar gören Türkiye olur bunu açıkça görün.

Bazı siyasi nedenlerle ya da ticari anlaşmaları sağlamak adına ABD’nin söylemleri duygularınızı okşayabilirsiniz. Ancak bu, gerçekleri görmekten sizi alıkoymasın. Kurdlerin hak ve hukukunu yok sayan her söz, her çaba beyhudedir. Gerçekler öyle değildir, hakikatler bambaşkadır. Olması gereken de bellidir.

Kurd ulusunun varlığını yok sayan her zihniyet, kendi sonunu hazırlar. Bugün nüfusu yüz binlerle ifade edilen devletlerin haklarını savunmaya kalkarken, Kürdistan topraklarında yaşayan 60 milyonu aşkın Kurd halkının haklarını tanımamak; hangi ahlaki, hukuki ya da insani anlayışla açıklanabilir? Hangi siyasi norm bunu kabul edebilir?

Bize göre, Şam’daki bu terör yapılanmasının acilen kontrol altına alınması gerekir. Daha ilk günden itibaren Yahudi soydaşlarımızı katletmeye başladılar. Bugün gelen tepkiler sonrası bu katliamları daha sinsi, daha gizli bir şekilde sürdürüyorlar. Lübnan’da ise Alevi yurttaşların evlerini başlarına yıkmaya çalışıyorlar.

Bu çirkinlikleri görmezden gelirseniz ve Kurdlerin hak ve hukukunu yok etmeye yönelik çalışmaları da sürdürürseniz, İsrail’in bu saldırısını yalnızca bir “saldırı” değil, bir “uyarı” olarak da algılamanızda fayda var.

100 yıldır biz Kurdlerin bir devleti yok diye İran, Irak, Suriye ve en başta Türkiye Cumhuriyeti’nin Ankara’sı bize yapmadığını bırakmadı. Zulmün, çirkefliğin, barbarlığın her türlüsüne maruz kaldık. Senin gibi değerli Kurd ailelerinden gelen nice insanımızı da çirkefleştirmeye çalıştılar.

Artık yeter dedik. Bu bir dönüm noktasıdır, geri dönüş yoktur. Kurd ulusunun, Kürdistan Birleşik Devletleri adı altında resmiyet kazanması bir zorunluluktur. Kürdistan topraklarında yaşayan her unsur, Kurd halkı kadar hak ve hukuk sahibi olmalıdır. Bu hak ve hukuk, Kürdistan Birleşik Devletleri Hükümeti tarafından korunmalıdır. Bizim çalışmalarımız ve hedefimiz budur.

Ancak Şam’daki terör örgütlerinin yöneticileri gibi yıkıcı, bozguncu ve irz düşmanı unsurların bu yapıda yeri olmayacaktır. Siz bunu görmek istemeyebilirsiniz; fakat benim size tavsiyem, görün ve kabul edin.

Kürdistan’da federal yapı çerçevesinde her milletin, her inancın hakları Birleşik Devletler çatısı altında korunacaktır. Şam’daki bu güruh, bu çete bozuntusu, kendi başaramadığını şimdi sizin elinizle gerçekleştirmeye çalışıyor. Ve siz de buna bilerek destek veriyorsunuz, sadece Kurdler güç olmasın diye.

Zavallılıktan kurtulun. Kurdlerin güç olması, ne Türkiye’ye ne Ortadoğu’daki başka bir ülkeye ne de dünyanın herhangi bir köşesine zarar vermez aksine yarar sağlar. Bölgeye istikrar gelir. Kürdistan Birleşik Devletleri resmiyet kazanmadan, ne Ortadoğu’da ne de dünyada gerçek bir istikrar sağlanamaz. Bunu siz de çok iyi biliyorsunuz.

Kürdistan’ın dört parçasının birleşmesi ve birleşik devletler adıyla bağımsızlığının ilanı olmazsa olmazdır.