DEM Parti Eş Genel Başkanı’nın, “Ülkemiz ve bölgemizde haritalar yeniden çiziliyor, Gelin sınır tanımadan evrensel bir barış hareketini örgütleyelim” şeklinde bir açıklama yaptığı iddia ediliyor. Eğer böyle bir açıklama gerçekten yapılmışsa, bu büyük bir talihsizliktir. Daha önce Ortadoğu’da Osmanlı toprakları ve Kurdistan toprakları üzerinde çizilmiş olan haritaların, Kurdistan’ı parçaladığını ve bu durumun düzeltilmesi gerektiğini bilmeyen veya anlamayan bir siyasetçi, siyasetçi olamaz. Bu gerçeği kabul etmeyen ve Kurdistan’ın sınırlarının parçalanmış olmasından rahatsızlık duymayan birinin, Kurd kimliğinden şüphe ederim.
Herhangi bir güç, devlet kurumu, şahsiyet veya konumları ne olursa olsun, Kurdistan Birleşik Devletleri’nin resmileşmesini sağlayacağız. Bu da Ortadoğu’nun haritasının yeniden çizilmesi anlamına gelir. 1916’da yapılan Sykes-Picot Anlaşması, Ortadoğu’nun bugünkü sınırlarını belirlemiş ve Kurdleri bölmüştür. Sykes-Picot’u Kurdlük adına temelinden reddediyoruz. Amacımız, Kurdistan Birleşik Devletleri’ni bağımsız olarak kurmaktır. Bu doğrultuda 24 Temmuz 2018 tarihinde kuruluşunu ilan ettiğimiz çalışmanın hedefi de budur. Bu hedefin önünde duracak hiçbir güç tanımıyoruz ve bunu da aşacağız. Net olarak söylemek gerekirse, kendi devletimizi kurmak ve yönetmek bizim ulusal hakkımızdır. Bunun önüne geçecek bir engeli kabul etmiyoruz ve tanımıyoruz.
Özellikle kadın siyasetçilerin de bu konuda hassasiyetimizi anlamalarını isteriz. Bu, şahsi bir mesele değil; ulusumuzun davası ve beklentisidir. Bizim görevimiz de bu davaya hizmet etmektir. Böylesine önemli bir konuda tarafımızın ne olacağı bellidir.
Bahçeli’nin bu konudaki tutumuna ve söylemlerine karşı da net bir cevabımız var. Yeni bir süreç beklentisi yaratılmak isteniyor ve bu yolla insanlarımız oyalanmaya çalışılıyor. Ancak bizim bu terör devletinden ve onun militanlarından hiçbir beklentimiz yoktur. Onlardan tek beklentimiz, kutsal topraklarımızı kendi gücümüzle geri almaktır. Biz bu uğurda yaşıyoruz ve onların bu topraklardan çekip gitmeleri gerekir. Ancak, Kurdistan Birleşik Devletleri’nde yaşamak isteyen herkesin, her Kurd kadar haklarının korunması gerektiğine inanıyoruz.
Bizim hedefimiz budur ve onların söylemleri, bizim için yalnızca havada kalan sözlerden ibarettir.
