Savaşçılarımız, Türkiye terör devletinin terörist başı Erdoğan’a güvenerek ve ona inanarak, Türkiye sınırının dışına yürüyerek çıktılar. Sonunda Erdoğan terörü, savaşçılarımızı kalleşçe, kahpece ve olağanüstü bir güçle yok etme harekatına başladı. Bizler, Güney Kurdistan’da ve Rojava’da soydaşlarımızın Erdoğan’ın kirli oyunları ve terörü ile yaşamalarına izin vermeyeceğiz. Bu insanlarımızın, her gün gece gündüz çevredeki köylülerimizle birlikte bu Erdoğan terörizmi ile birlikte yaşamasına seyirci kalmayacağız. Onların yalnız olmadıklarını ve işgalci barbarların kirli oyunlarına kurban edilemeyeceklerini tüm dünyaya duyuracağız. Herkesin de bunu duyması, hem bizim ulusumuz hem de barbar işgalciler açısından önemlidir. Bu nedenle, biz Kurdler, Kurdlüğümüze sarılacağız, hepimiz Kurdlüğümüzle kükreyeceğiz. Kurdistan’ımızda zulmü sonlandıracağız ve bunun gereğini yapacağız. Bunun için gece gündüz demeden çalışacağız. Barbarların zulmü hepimize yöneliktir; yalnızca savaşçılarımıza yönelik değil, savaşçılarımızın etrafındaki köylü soydaşlarımıza da yöneliktir. Çünkü bu zulüm, Kurdlüğe yöneliktir. Eğer böyle olmasaydı, Erdoğan çıkıp kendini adam yerine koymaz, kendini devlet adamı gibi görmez ve “Türkiye’yi gerçek bir devlet haline dönüştüreceğiz” demezdi. Bizim savaşçılarımıza “Siz sınırların dışına çıkın silahlı güçleri sınırların dışına çıkarın, biz bu sorunu çözeceğiz” demeyecekti. Demek ki, başından beri bu alçaklığı planlı programlı organize ediyordu. Bizim savaşçılarımız yürüyerek sınırların dışına çıktıktan sonra bakın Rojava’da neler yapıyor, bakın Güney Kurdistan’a neler yapıyor. Bizim yaşamamız haramdır; eğer buna müdahale etmeyeceksek. Biz de Kurd soydaşlarımıza yönelik işlenen suçların günahkarı oluruz. Bilinmelidir ki, bu barbarların zulmü hepimizedir; işgalcilerin zulmüne ortak olan Kurdler de günahkardır. Bunu çok iyi duysunlar: Zulüm karşısında sessiz kalmayacağız, ancak sessiz kalanlar da Kurdlere yönelik işlenen suça ortak olurlar.
Diğer taraftan, biz Kurdlerin temsilcileri olarak kendilerini tanıtan, Brüksel’de göstermelik olarak oturan kişiliklerin şimdiye kadar kayda değer bir çalışma yapmadıklarını ve yapmaları gerektiğini bilmelidirler. Dolayısıyla, bizler Brüksel’de oturan göstermelik kişilikler gibi yalnızca kendimiz için yaşamayacağız. Biz birisinin ölümünü beklemeyeceğiz; bu durumların net olarak anlaşılması lazım. Eğer siz Avrupa hareketinin ötesinde bir Kurdistan davasına öncülük edecek bir kurum oluşturmuş ve bunun yöneticileriyseniz, bugün Türkiye terör devletinin Irak merkezi hükümeti ile anlaşarak birlikte kendilerinin zulmüne karşı direnen savaşçılarımıza yönelik imha politikalarına sessiz kalmazdınız. Yapabilecekleriniz çok çalışma vardı ve hâlâ vardır. Ancak yapmadınız. Kabuğunuzdan çıkıp görevinizi yapın. “Kürdüz” diyen her onurlu insanımızla birlikte imha edilmek istenen kardeşlerimizi savunup koruyacağız. Organizeli olarak da ortaya çıkacağız. Bunu yapmak zorundayız. Her gün Irak merkez hükümetinin temsilcilerine seslenerek, onlara yazarak, kapılarını çalarak, bu kirli oyuna izin vermemelerini isteyeceğiz. Bu da ayrıca onların görevidir. Kurdistan Bölge Hükümeti yöneticilerine de bu kirli oyuna seyirci kalmamalarını söyleyeceğiz. Özellikle Kêk Mesûd’un bu kirli oyuna müdahale ederek sonlandırmaya çalışmasını görmek istiyoruz. Şahsen, bu bizim Kêk Mesûd’dan özel olarak duymak istediğimizdir. Ona olan saygımın kendileri tarafından bilindiğini de hatırlatmama gerek yok. Ben, 30 yıla yaklaşık bir süredir Türkiye terör devletinin organizesi ve Hollanda’nın işbirliği ile Hollanda hapishanelerinde tutuluyorum. Buradan size saygıyla sesleniyorum. Türkiye terör devletinin ve Irak merkezi hükümetinin işbirliği ile Kürt savaşçılarına yönelik organize edilen kirli oyunun esasının, bütün Kurdistan davası karşısında durup mücadele eden çevreleri hedeflediğini görüyoruz. Özellikle, dediğim gibi bağımsızlığı isteyen liderlerimize ve onların güçlerine karşı olduğunu da biz görüyoruz. Kêk Mesûd, ben de bağımsız devlet istiyorum, ben de bağımsız Kurdistan Devleti istiyorum ve bağımsız Kürdistan Birleşik Devletleri’ni resmileştirmek için çalışıyorum. Bunu başarana kadar da çalışmaya devam edeceğim. Bizim kutsal topraklarımızda, bizim savaşçılarımıza yönelik organize edilen kirli oyunun, sizin gür sesinizle geri tepmesi gerektiğini buradan size saygıyla sesleniyorum ve sizden özel olarak rica ediyorum. Biz, Kurdistan Bölge Hükümeti’nin böyle tepkilerini görmek istiyoruz, arkadaşlarımız da bunu duymak istiyor. Irak merkezi hükümetinde görevli olan Kurd soydaşlarımızın da bu çerçevede davranmalarını rica ediyorum ve bunu görmek istiyorum. Özellikle şahsınızdan, aktif ve gür sesinizle bu kirli oyunun bozulmasına katkıda bulunmanızı rica ediyorum.
