RUSYA GÜÇLERİNİN ROJAVA’DA KURD KATLİAMLARINA KARŞI SESSİZLİĞİ

0
1553

PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, Türkiye’nin saldırılarına karşı sessiz kaldıkları için Rusya yetkililerini eleştirdi.

 

Müslim, “Tel Rıfat bombalandığında Rus kuvvetleri orada değil miydi? Evet. Ne olduğunu görmediler mi? (Ruslar) onları savunmadı” ifadelerini kullandı ve Amerikalılar orada bulunmadığı halde saldırıyı kınadıklarını söyledi.

 

PYD Eş Başkanı Müslim, “En azından Amerikalılar bombardımanlardan dolayı üzgün olduklarını söylüyorlar ve kınadıklarını ifade ediyorlar. Ancak Ruslar bir açıklama bile yayınlamadı. Sivillere yönelik saldırıları ne Rus ordusu ne de Rus liderler, gözlerinin önünde yapılsa da kınamadı” diye konuştu.

 

Salih Müslim ayrıca, batılı ülkeleri, 18 Ağustos’ta Kamışlo’da Birleşmiş Milletler tarafından kız çocuklarının eğitimi için finanse edilen bir merkeze yönelik insansız hava aracı saldırısını kınarken Türkiye’den bahsetmemekle suçladı.

 

Biz de bu yönde daha önce bir açıklama yapmıştık. Rus halkı gerçekten temiz, eğitimli ve adil insanlardır. Fakat Putin rejimi tamamen Sovyet Rusya döneminde NATO ittifakının kendilerini küçümsemesi ve alaya almasını şahsi kin ve öfkeyle intikam alma güdüsüyle davranıyor. Bu durum Rusya’nın da yararına olmayacaktır. Sen kendi sınırının bitişiğinde ki ve aynı dili konuştuğunuz insanları bu kadar tahribata maruz bırakırsan, bu insanlar nasıl seninle komşuluğu sürdürecek?  Putin, bunu bilmeyecek kapasite de bir insan değildir. Erdoğan’da Türkiye’nin yöneticisi olarak NATO ittifakına karşı borçlu olduğunu biliyor. Yoksa Türkiye, Sovyet Rusya’nın hedefi konumundaydı. İkinci Dünya Savaşında Rusya, Doğu Avrupa gibi Ege ve Akdeniz’e girmeyi başarabilmek için Türkiye’yi Sovyet Rusya sınırlarına dâhil edecekti. NATO üyeliği Türkiye’yi bu durumdan kurtardı. Şimdi Rusya’nın Türkiye’ye ihtiyacı yok ve iyi niyetli bir ilişkisi de olamaz. Erdoğan üzerinden Türkiye’yi NATO’da yıpratmak için kullanıyor. Macaristan’da da aynı yöntemi uyguluyor. Mahabad Kurd Cumhuriyeti döneminde de Sovyetlerin biz Kurd’lere yaptığı kalleşliği biliyoruz.

 

Sayın Öcalan Rusya’ya gittiği zaman istihbarat biriminin başında Bay Putin vardı. O dönem ben onların yardımcılarıyla konuştum. O dönemin başbakanı Yevgeni Maksimoviç Primakov ile konuştum. Biz Sayın Öcalan’ Rusya’da istemiyoruz, diyor. Sovyet Rusya döneminde Kurd halkına yapılan haksızlığı ve kalleşliği unutmadık. Rus sınırları içinde yaşayan Kurd köylerini boşaltıp, trenlerle Kazakistan bölgesine gönderdiler. Bu köyleri bizzat ben gidip gördüm. Gönderilen Kurdlerin çoğu susuzluktan, açlıktan ve soğuktan donarak öldüler. Ölenlerin çoğunu da trenden aşağı attılar. Çok az bir kısmını gömdüler. Nereye gömüldüklerini, aileleri hala bilmiyor. Ben o aileleri dinledim ve yüreğim parçalandı.

 

O dönemde Mahabad Kurd Cumhuriyeti’ni İngiltere’nin isteği ile İran’a satmakla kalmadılar. Daha önceden o bölgede ki soydaşlarımızı bu şekilde sürgüne göndererek perişan ettiler. Neden bütün ırklara o bölge de hak verdiler de Kurdlere bir hak vermediler? Kurdlerin de orada hakları vardı. Kurdlerin orada temsilcileri yoktu veya anlaşamadılar gibi yalan hikâyeler uydurdular. Asıl gerçek ise Sovyet Rusya, İngiltere’yi memnun etmek istedi. Kurdleri topraklarını dağıtan İngiltere, Kurdlerin toparlanmasını istemedi. Esasen İngiltere ve Fransa bizim Kurd kralları anlaşma yapıp Osmanlı Devletine karşı savaşmadılar. Bu gerçekler Türkiye, İngiltere ve Fransa’nın arşivlerinde bulunuyor ve somut olarak biliniyor.

Sayın Öcalan’ı Rusya davet etti. Çünkü onu davet edenleri de biliyorum.  Jirinovski adında  Rusya muhalefet partisi  lideri, Putin’in yardımcıları ve birçok devlet yöneticisi Sayın Öcalan’ı Moskova havalanın da çiçeklerle karşıladılar. Ondan sonra Türkiye ile anlaşmaya vardıktan sonra, Sayın Öcalan’ı sattılar. PKK çevresi; şu Kurd ihanet etti, bu Kurd ihanet etti, diye söyleniyor ama doğru değildir. Bir Mecit ismi dolaştı, sonra Mahir Welat ismi dolaştı. O kişiler zaten onun yanındaydılar. Rusya devletinin verdiği kararı etkileyebilecek veya değiştirebilecek güçte değillerdi. Ben o iki ismi çok iyi tanıyorum. Ben o dönemde Hollanda hapishanesinde tecritteydim. Tecritten çıktıktan sonra 2004 yılında o isimlerle konuştum. Olayın nasıl olduğunu o insanlarla da konuşarak defalarca görüştüm.

Rusya Sayın Öcalan’ı sattı ve Rojava’yı da satar. Bunlarla güven içerisinde birlikte yürümemiz bizi yanıltır ve tuzağa çeker. Amerika ve İsrail ile müttefiklik anlaşmasını kararlaştırmamız durup dururken olmadı. Kurd halkına hizmet edecek, Kurd halkını koruyacak Birleşik Kurdistan Devletini resmileştirecek başka bir güç göremedik. Biz Ruslarla da konuşuruz. Bay Putin bunları çok iyi biliyor. Avrupa Birliği ülkelerinin hepsiyle görüştük. Kendilerine göre haklı mazeretler ürettiler.

 

Şimdi benim davamla ilgili televizyon kanallarında konuşmamam için karalar alıp duruyorlar. Sonuçta bu gerçekler kaybolmaz. Benim konuşacağım konular zaten davamın dosyasında bulunan belgelere dayalı olacak. Ben hayali konuşmam. O belgeler zaten kamuya açıktır. Kurdistan Birleşik Devletleri hükümeti görevlileri onları zaten sayfa sayfa paylaşacaklar. Dünyaca bilinen bazı haber kurumları ve film şirketlerinin bu belgeleri almak için bizimle pazarlık yapmalarının sebebi budur. İstediğiniz miktar da para söyleyin ve tüm haklar bize ait olsun, diyorlar. Bunlar yalnız benim dosyalarımın içindeki bilgiler değil. Tüm Kurd halkına ait bilgilerdir. Biz bunları dünya kamuoyuna açıklayacağız. Saygıdeğer soydaşlarımız özellikle siyasi çalışmalarımızı inceleyen, destekleyen ve bizimle birlikte yürüyen soydaşlarımız bilsinler ki; Rusya bağımsız devletimizin olmasını destekleseydi onlarla da konuşurduk. Belgelerimizi masaya koyup, değerlendirmelerini ve cevap vermelerini talep ettik. Ama dinlemekle yetindiler ve cevap bile vermediler. Cevap verseydiler, o cevapları da paylaşacaktık. Avrupa Birliği ülkeleri de öyle. İsrail ile anlaşma yapınca kendi parlamentosundan geçirim resmileştirdi. Kurdistan’ın tamamını kapsayan Kurdistan Birleşik Devletleri projesini desteklememiz lazım, Kurd halkı buna layıktır ve bunu hak ediyor, dediler. Destekten ziyade bunu parlamento da kararlaştırdılar. Dünya parlamentolarının hiç birinde şimdiye kadar böyle bir karar alınmamıştır. Bu bile Kurd halkımız için önemli bir değerdir. ABD yöneticileri de bazı şartlar öne sürmekle beraber bu projenin Kurd halkı, Ortadoğu ve İsrail için çok önemli bir inisiyatif ve proje olduğunu söylediler. En azından onlarla karşılıklı konuşuyoruz.  Bizim isteklerimiz onlara göre biraz fazla oluyor olabilir. Onların söyledikleri de bize az geliyor, olabilir. Bunlar pazarlık masasında olabilir. Fakat Rusya sanki yokmuş gibi davrandı.

 

Rojava’da soydaşlarımızı temsil eden güçlerden Salih Müslim kardeşimiz bunları izah etmiş. Doğru açıklamalardır. Rojava’da etkin olan Kurd askeri gücü olmasaydı; Rusya Şam’ın dışına çıkamazdı. Bizim Kurd askeri gücümüz onlara destek verdiler. Onları orada korudular. Bunları yaparken dostluk anlayışı çerçevesinde yaptılar. Kurd halkının kaybı bundan kaynaklanıyor. Bir anlaşmaya dayalı çalışma yapmadılar. Netice de bir anlaşma yapsalardı bile Ruslarla yapılan anlaşmaya güvenilmez. Çünkü onlar bizden güçlüdürler. Bizi ezmek çıkarlarına uygunsa bunu düşünmezler bile. Bizi kendileri ezmez belki ama onlara diz çökecek Türkiye devletini kullanırlar.

Trump,  Erdoğan’a; Rojava’ya girebilirsin dediği zaman ABD’nin tüm güçleri seferber oldu. Bunu yapamazsın, dediler. Trump, yaptıklarından ötürü bugün cezaevine girmekle karşı karşıya durumdadır. Hak, hukuk ve adalet kavramını bilmeyenler onu koruyamazlar.  Bay Putin’de Erdoğan gibi hak, hukuk ve adalet kavramlarını bilmiyor. Kendi kendine atıp tutmaktan başka bir şey yapmıyor. Türkiye’nin çıkarını düşünüyorum diyerek kendi halkını kandırıp oyalıyor. İçinden çıkılmaz bir sürece sürüklendiğini de halk belki henüz görmüyor ama Erdoğan’ın kendisi biliyor.

Türkiye televizyonların da sözde uzmanlar; Amerika, Yunanistan’ı kışkırtarak Türkiye’ye saldırmayı planlıyor, yalanlarının propagandasını yapıyorlar. Eğer ABD Türkiye’yi çökertmek isterse bir hafta içerisinde ekonomisini çökertir ve Erdoğan kendi maaşını bile alamaz duruma düşer.

Yunanistan uçakları Türk jetlerini taciz ediyorlarmış. Kendini bilmez terbiyesiz, o koordinatları göster bakalım. Türk jetleri Yunanistan hava sahasını ihlal ettiği zaman onlarda uyarıyorlar.   Taciz dediği olay budur. Bizim hava sahamıza girdiniz ve eğri çekilin, diyorlar. Türkiye’de aynı şeyi yapar. İki tarafında koordinatları NATO’da bulunuyor ve açıklayan da NATO’dur.

Salih Müslim’in bu anlatımları yanlışları görmek, tespit etmek ve bunları açıklaması önemlidir.