Sorunlar ve Çözüm Önerileri Üzerine

0
536

 

Ortalığı karıştırmak, çirkeflikleri örtbas etmek ve Kurd kazanımlarını kirletmeye devam etmek isteyenlerin oyun oynamaktan vazgeçmeleri kendi yararlarına olur. Bizim onları bulmamız ve söylediklerini onlara yedirmemiz, yaptıklarını da kafalarından aşağı dökmemiz bizim için zor değildir. Biz istiyoruz ki, yöneticiler kendi görevlerini yapsınlar. Bir hafta önce bize yetkilileri gönderdiler. Onlar gelmeden önce bizimle en az 10 kez soru-cevap şeklinde görüşmeler yaptılar. Biz kendilerine olayları tekrar izah ettik. Olayları zaten yıllar önce kendilerine izah edilmişti. “Bu ekip başka bir ekiptir, başka arkadaşlardır ve yeni olayları öğrenmek istiyorlar” dediler. Sorun yok, biz hepsine aynı konuları tekrar söyledik. Yirmiden fazla kez bunları tekrarladık, ses kayıtlarının hepsi kendilerine gitti. Kendi soru ve cevapları bize ulaştı. En sonunda bu arkadaşlarının isimlerini verdiler ve gelip görüşeceklerini, kararlarını ileteceklerini söylediler.

 

Biz de dedik ki; yeniden anlamsız soruları sorup, anlamsız anlatımlarda bulunup daha önce konuştuğumuz hususları tekrar tekrar konuşmak anlamsızdır. Sizin için net olmayan bir husus varsa, sormak istediğiniz başka bir soru varsa, arkadaşlarınızı göndermeden sorun, netleştirelim, dedik. Hayır, dediler. “Biz aramızda toplanıp karar vereceğiz ve size kararı arkadaşlar getirip verecekler” dediler. “Uzadığı için kusura bakma, sen haklısın. Biz de bu kadar kirliliğin farkında değildik, sen bizim gözümüzü açtın. Gereğini yapacağız, arkadaşlar bizzat gelip sana anlatacaklar ve senin görüşlerini de bize geri getirecekler.” dediler. İyi, dedik. Arkadaşlar geldiler, görüştük, konuştuk. “Mesele kapandı diye yaz ve konuyu kapatalım” dediler.

 

Siz kendinizle alay mı ediyorsunuz? Siz kendinizle alay edebilirsiniz ama bizimle alay etme hakkını size tanımıyoruz ve tanımayacağız. Bu arkadaşları niye zahmet edip buraya kadar gönderdiniz? Uzak yoldan geldiler, en üst düzeydeki yetkililerden selamlar ve teşekkürler göndermişler. “Biz Hollanda’ya şu nedenlerle giremiyoruz, yoksa kendimiz getirip ziyaret ederdik” dediler. İyi dedik, sorun yok. Fark etmez kimin geldiği ama bu getirdiğiniz bilgiler ve aldığınız cevaplar daha önce konuşulmuştu. Bu zahmete ne gerek var? Bizim avukatımız kendileriyle ilgilendi, karşıladı ve uğurladı. Biz Kurdlük konumumuza uygun bir şekilde görevimizi yaptık.

 

Sonra öğrendik ki, en üst düzeydeki yetkililerden biri de hapishanenin dışında beklemiş, kendileriyle aynı arabaya binmiş ve konuşmaya başlamış. “Ne oldu, ne diyor?” diye sormuş. Biz de onlardan cevap bekliyoruz. “Yeniden 5 gün süre verin, bir araya gelip karar vermemiz gerekiyor” demişler. Ayıptır, insanın bir yüzü kızarır, insanda bir adap olur, ahlak olur. Samimiyetsizlik dediğimiz budur. Bir yıldan fazladır bize 3 gün, 2 gün, bir hafta müsaade, diyorlar. Bize bir hafta müsaade edildiğinde hay hay diyoruz. Bir haftanın üzerinden 3 hafta geçiyor, soruyoruz ne oldu, 2 gün daha müsaade diyorlar, tekrar aynı şeyler yaşanıyor. Bu oyunlardan vazgeçin dedik.

 

Sahte, hesap terbiyesiyle paylaşımlar yapabilirsiniz. Bizden istendi ki, bu paylaşımlardan vazgeçelim. Biz net olarak dedik ki hayır, vazgeçmeyeceğiz. Çünkü sizin yaptıklarınız ciddi suçları içermektedir. Bizim tepkimiz buna yöneliktir. Şahsımıza, arkadaşlarımıza ve hizmet etmiş olan değerli insanlarımıza hakaret, işkence, çirkin saldırılar, iş yerlerine ve arabalarına zarar vermek, zorla ellerinden almak gibi birçok pislik yapmışsınız. Bizim tepkimiz budur. Bize dur diyeceğinize, kendi sorunlarınızı ve hatalarınızı düzeltin. Samimi olun. Yeniden aldığımız haber, “bir hafta daha müsaade edin, bir araya gelip konuşacağız” diyorlar. Bu olayların olması sizin sorumsuzca davranışlarınızdan ötürüdür. Doğrudur, biz bu paylaşımların bize herhangi bir kazanç getireceğini düşünmüyoruz, böyle bir arayışımız da yok.

 

Ben yedi buçuk metrekarelik bir hücrede yaşıyorum. Siz, bütün derneklere günlük ulaşabiliyor, onların yaptıklarını denetleyebiliyor, yargılama ve karar verme işini yapabiliyorsunuz. Siz olayları nasıl oluyor da benden duyuyorsunuz? İnkar da etmiyorsunuz ama üstüne basa basa soruyorsunuz, bu bilgiler sana nasıl ulaştı diye. Yalansa bana deyin ki bu açıklaman doğru değil, yalandır. Ama doğrudur diyorsanız, siz necisiniz o zaman? O görevlerden ayrılın, makamları işgal etmekten vazgeçin. Görevlerini yapması gerektiği gibi yapabilecek iş bilen insanlar görev alsın. Kimse kendini bilmezlik ve hadsizlikle sen ne karışıyorsun gibi bir ukalalıkta bulunmasın.

 

Kurdîstan işgalcilerinin yaptıklarına nasıl sessiz kalmadıysak, hele birilerinin Kurd kanıyla, emeğiyle, alın teriyle oluşmuş kazanımlarda pislik yapmalarını benim seyirci kalmamı kimse beklemesin. Kimsenin gücünden korkum yok. Bizim arkadaşlarımızın hepsi de bizim kadar değerlidir, bizim gibi korkusuzdur. Siz benim canım kadar bana yakın olan insanların canını alarak hepimizin emeklerini alarak Kurd ocaklarını kirletemezsiniz. Biz buna göz yummayacağız. Biz sizin üçkağıtçılıklarınıza da aldanmayacağız. Ya adam gibi görevinizi yaparsınız, hatalarınızı düzeltirsiniz, zorla ellerinden aldığınız insanlara zararlarını tanzim edersiniz. Yapamıyorsanız da nedenini izah edersiniz, arkadaşlardan özür dilersiniz. Bize yönelik iftiralarınızı, çirkin saldırılarınızı düzeltirsiniz. Kendi kurumlarınıza bu bildiğiniz yalanların iftiralarını, benim şahsıma yönelik niye organize edildiğini izah edersiniz. Kamuoyuna açıklarsınız, ya da bunun sonu sizin için hiç iyi olmaz. Bunu da bugün benden duyun.

 

Bir diğer noktada bize yakın bazı değerli insanlarımız, özellikle hanımefendi soydaşlarımız, bir ay kadar önce birkaç paylaşımda birkaç hadsize karşı benim kullandığım üslup için eleştirilerde bulunmuşlar. Eksik olmasın, bazılarına da dinledim, hepsi de haklıdırlar. Beni öylesi bir tepki göstermeye zorlayan utanmazların, benim o paylaşımlarımı söylemlerimi hak ettiklerini söylersem de, o benim kusurumu doğrulamaz. Ben onlara seviyesini düşmemeliydim, yapacaklarımı bizim prensiplerimize, ahlak anlayışımıza ve ulusumuzun değerlerine uygun olarak yapmalıydım. Bu eleştirileri için kendilerine teşekkür ediyorum. Ulusumuzun da anlayışını bekliyorum. Bunların bilinmesinde yarar var. Ancak kullanmamam gereken kelimeleri kullanıp o hadsizlerin haddini bildirmeyi amaçladıysam da, o tarzda ifade kullanmamalıydım.