SYKES-PİCOT, HALKIMIZIN BİLMESİ GEREKEN BİR GÜNDÜR

0
1248

Sykes- Picot, halkımızın bilmesi gereken bir gündür. O zaman halkımızı temsil eden ve halkımızın çıkarına hizmet ettiklerini iddia edenlerin hizmet etmediklerini görüyoruz.  Belki o bilinçte değillerdi. Belki Osmanlının mirasçılarının veya Mustafa Kemal’in oyununa geldiler. Belki de Osmanlılarla 1515 yılında yapılan anlaşmaya ihanet etmek istemediler. Bana göre 1514 yılında Kurd krallarının Osmanlıyla yaptıkları anlaşmanın işleyiş sürecinde Osmanlılar anlaşmaya bağlı kalmadılar. Anlaşmaya bağlı kalmadıkları için Kurdlerle yapılan anlaşmayı sinsice iptal ettiler. Dolayısıyla Kurdler de onlarla beraber yürümekte inat etmemeliydiler. Osmanlı tarafı ihanet ettiği için o anlaşmaya artık bağlı kalmamaları gerekirdi. 1514 yılındaki anlaşmaya bağlı kalarak I. Dünya Savaşı sürecinde Osmanlının Genel Kurmay Başkanlığı sıfatına atanmış olan Mustafa Kemal, Osmanlının en üst düzey komutanlarından oluşan Kuvayı Milliye ile birlikte Osmanlıya ihanet ettikten sonra Kurdlerin bunu görmesi ve o ihanetçi kişilikler ve ihanet odaklarıyla bağlarını kesmeliydiler. Bağımsız Kurdistan Devletini oluşturmaya odaklanmalıydılar. Bu çerçevede iyi etmediler diyorum. Asla bir Kurd liderinin daha önceki anlaşmaya ihanet etmeleri gerekirdi, demem ve beklemem de.  Ama o anlaşma iki taraflıdır. Osmanlı tarafı hiçbir zaman o anlaşmaya uymadı. I. Dünya savaşı sürecinde ise Osmanlıyı yönetenler, Osmanlıya ihanet ettiler. Kurd liderleri bunu görmeli, anlamalı ve onlarla beraber yürümemeliydiler. Kuvayı Milliyeciler Kurdlerle birlikte kurtuluş mücadelesini verdik, diyorlar. Esasen Kuvayı Milliyeciler Kurd liderleri kandırarak yıkım savaşını vermişler, kurtuluş savaşı değil. Osmanlıyı yıkma savaşını vermişler. Osmanlının bütün askeri gücünü kontrol altına aldıktan sonra bazı Ermeni ve Rum çeteleriyle savaştıkları doğrudur ve o kadardır. Osmanlı sultanına bağlı olan bütün askeri üsleri teslim aldıktan sonra İzmir’de Osmanlının üslerini Mustafa Kemal’in Kuvayı Milliye’sine teslim edecek şekilde çalışmaları tamamladıktan sonra İzmir’den İstanbul’a gidip Kuvayı Milliyeci ihanetçileri İngiliz ve Fransızlardan yeni Türkiye’nin yönetimini devraldılar. Aslında İngiliz ve Fransızlar onlara devrettiler. Zaten görüldüğü gibi Sykes- Picot anlaşması 1916’dadır. 1916’da yapılan anlaşmayı İngiliz ve Fransızların emri ve yönlendirmesiyle çalışmaları yürütmüşler. Bu konunun halkımız tarafından anlaşılması lazım. ‘‘Mustafa Kemal 1919’da kendi yandaşlarıyla Samsun’a çıktı’’ hikâyesi tamamen yalandır ve asılsızdır. Samsun’a giderken İngiliz ve Fransızların denetiminde ve kontrolünde gitmiştir. Burada bir husus daha var ve hatırlatmak gerekir. Mustafa Kemal Suriye’de savaşı kaybedip gelmesine rağmen İngiliz ve Fransızlar Mustafa Kemal’in genelkurmay başkanlığına atanmasını sağladılar. Osmanlı sultanı o zaman onların elinde rehindi. Mustafa Kemal’i Macaristan’a götürüp böbrek tedavisi bahanesiyle sekiz ay boyunca ona yeni Türkiye yönetiminin nasıl olacağını öğrettiler. Mustafa Kemal bir kahraman ve lider değildi. İhanetçi, ayyaş ve züppenin tekidir. Bununla ilgili kayıtlı belgelerde bunun kanıtıdır. Bizim halkımızın ve kendini Kurd olarak kabul edenlerinde doğruyu bilmeleri gerekir. Bugün için kendi welatımızı kendi halkımızın yönetmesi için bağımsız bir devlet kurmamız gerekir. Başka da bir arayışımız olmayacaktır.