Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu ülkeye demokrasi gelecekse, bu ülkede demokrasi olacaksa, bu ülkede herkes kimliğinden ötürü ötekileştirilmeyecekse, inancından ötürü ötekileştirilmeyecekse bunun yolu Diyarbakır’dan geçer. Diyarbakırlılara bunu anlatacağım. Düşüncelerimi aktaracağım. Onların sorularını da ayrıca büyük bir samimiyetle yanıtlayacağım” demiş.
Bunlar hokkabazlıktır. Ukalalıktır. Bunun adı terbiyesizliktir. Kurd halkının kendi dilini bugüne kadar yasaklayan Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Siyasi partiler daha öncede Diyarbakır’dan söz ettiler. Yüz yıllık süreçte iktidarlar Merhum Turgut Özal dışında, Kurd halkının sorunlarının çözümüne yönelik çalışma yapan bir lider olmamıştır. CHP, barbarlığı Türkiye’de Kurd halkına dayatan partinin misyonudur. CHP’nin Mustafa Kemal’i; Dersim’i, Koçgiri’yi, Şex Sait olaylarını kan gölüne dönüştüren kişidir.
Böyle gevezeliklere muhatap olmamalıyız. Parlementer sistem varken Kurd sorunu yokmuydu?
İşgalci Türk devletinin siyasi partilerini ak köpek veya kara köpek olarak görmek gerekir. Kurd halkının bağımsızlığa yönelik çalışma yapması gerekiyor.
Bütün Kurd siyasi parti ve örgütleri bağımsızlığa odaklanırlarsa, var olan sıkıntılarımızı kısa bir süre başka sıkıntılarda eklenebilir. Ama bağımsızlığı başardıktan sonra tüm sıkıntılarımız biter. Bu yönüyle yüz yıldır sıkıntılarımız artarak devam etti. Bunu kabul etmemiz gerekir.
