Dün akşam TRT terör adı ile faaliyet yürüten habere göre, “Şamdaki Şara” isimli şarlatan, Rojava’daki yöneticilerin bütün Kurdleri temsil etmediklerini; görüşmelerin iyi gittiğini, fakat birden bire görüş değiştirdiklerini ya da birileri tarafından durdurulduklarını iddia etmiş.
Bay Erdoğan da bu süreci sabote etmek isteyenlere karşı “hepsini engelledik, süreci sürdüreceğiz, terörsüz Türkiye ortamını inşa edeceğiz” şeklinde söylemlerde bulunmuş. Her iki söylem de büsbütün yalandır.
Şamdaki bu soytarı, şarlatan ve Kurd düşmanıdır; katildir. Bu şahsın oraya getirilmesi ve orada tutulması büyük bir hatadır. Öte yandan, Erdoğan’ın “birileri süreci sabote ediyor” iddiası da tamamen asılsızdır. Kurd milletinin hakkı, hukuku ve geleceği hakkında tek bir söz bile söylememiştir. Kardeşlikten, birlikten bahsederken aslında bu “kardeşlik” ve “birlik” anlayışı, Kurdlerin yok edilmesi temelinde kurulmaya çalışılmaktadır.
Cumhuriyet Türkiyesi’nin son 100 yılı aşkın süredir Kurd milletine dayattığı barbar, sistemli soykırımın son versiyonu, sensin ve etrafındaki leş kargalarıdır. Kendi kafanın içinde böyle bir görüş olabilir; fakat etrafındaki leş kargaları seni yanıltıyor veya yapmak istediklerini engellemeye çalışıyorlar. Dürüst ol: Elinde somut kanıt ve delil varsa çıkar; kim bu kardeşlik ve birlik ortamını sabote ediyor, açıkla. Eğer İsrail’in uyarılarından söz ediyorsan, gerçek şudur: İsrail, “Rojava’daki (Suriye’nin kuzeyindeki) saldırı durumunda müdahale ederiz” demektedir — “Türkiye, burada bir süreç başlatmışsın; vazgeçmezseniz müdahale ederiz” dememektedir. Yalan söylemeyin, iftira atmayın. Bizi cahil yerine koyup boş konuşmayın.
İsrail diyor ki: “Kurdler bizim doğal müttefiklerimizdir.” Bunu saygıyla karşılıyoruz ve İsrail devletine teşekkür ediyoruz. Ancak şunu açıkça belirtiyorlar: Türkiye, Suriye’deki Kurd kardeşlerimize saldırırsa biz müdahale ederiz. Eğer siz Kurdleri yok etmeye yönelik kirli politikalar yürütürseniz, Kurdler de kendilerine müttefik aramak zorunda kalır.
Misakı milli zorlamasıyla ve uydurma antlaşmalarla kimi kandırmaya çalışıyorsunuz? Eğer Kurdler olmasaydı, Orta Asya’dan gelen kavimler ne Kurdistan topraklarında ne de Anadolu’da yerleşemezdi. Siz, sonradan size evsahipliği yapan bu millete karşı alçakça, ahlaksızca ve haince davranışlarda bulundunuz. Sen bu davranışların son versiyonusun. Dürüst olun, ahlaklı olun: Kurd milletinin hakkına ve hukukuna saygı gösterin. Yaptığınız zulümleri kabul edin; şimdiye kadar yaptıklarınızı doğru biçimde anlatın. Bundan sonra ne yapacağınızı açıkça söyleyin.
Size güvenenlere —devşirme de olsa kendini Türk olarak kabul edenlere— karşı dürüst olun. Kim sizin oluşturduğunuz süreci sabote ediyor? Dün akşam televizyonda utanmadan, milletin gözüne bakarak yalan söylüyorsun. Bunun yalan olduğunu sen biliyorsun. Birileri korkuyor, çekiniyor ya da fırsatçılıktan geri dönmek istemiyor; gerçekleri senin yüzüne çarpmak istemiyorsa ben hem senin hem de onların yüzüne gerçeği tokat gibi vuruyorum.
Senin başlattığın bir süreç yoktur. Kurd milletini tamamen etkisizleştirmeye yönelik bir oyun oynuyorsun. Eğer gerçekten kardeşliği ve birliği tesis etmeye çalışsaydın, biz bunu görür ve daha fazla sahiplenirdik. Ama sen yalan söylüyorsun; etrafındaki leş kargaları da yalan söylüyor. Can Holding operasyonu da Kurd sermayesinin ve Kurdlerin etkin hale gelmesinin önlenmesi için yapılmış bir çalışmadır.
Bir de şunu sorayım: Eskiden kendi çaldığın şebekenin başına getirdiğin damadın “Berat Albayrak” efendiyi ara; bu şirket nasıl gelişti, şirketin içindeki gerçek sermaye nedir? Şimdi oradan kurtarmaya çalıştığın meblağ nedir? Biz burada Hollanda’daki 7,5 metrekarelik hücresinde bunları öğreniyoruz; sen bunu bilmiyorum diyemezsin. Dürüst olun, samimi olun ve pisliklerinizden vazgeçin.
Ama eğer “pisliklerle, kirli oyunlarla Kurdleri yok edeceğiz” diyorsanız, sizi o pisliklerin içinde boğarız.